Kızıl Renk Böbrekleri ve Böbreküstü Bezleri Uyarır 12

Kızıl Renk Böbrekleri ve Böbreküstü Bezleri Uyarır 12

Hipofiz bezinde oluşabilecek bir tümör de kortizolün aşırı üretimine yol açabilir. Bundan başka yakındaki başka tümörlerin de bu yönde etkisi olabilir. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Bu hastalığa yakalananlarda “ay yüzü” olarak tabir edilebilecek, yuvarlak ve dolgun bir yüz görünümü olur. Omuzlar, arasında da yağ birikimi olur. Bu hastalığa yakalananlarda, %90 civarında obezite, %80 civarında yüksek tansiyon %80 inde diyabet, %80’inde güçsüzlük, %70’inde aşırı vücut kıllanması ve %70’inde cinsel bozukluklar görülebilmektedir. Teşhis konurken, hastanın tıbbi geçmişi, fiziksel muayenesi ve laboratuvar testleri sonuçlarından yararlanılır. Hastalığın teşhisinden sonra gerekirse, tümör v.b gibi konuların daha ayrıntılı incelenebilmesi için tomografi veya MR gibi görüntüleme teknikleri kullanılabilir. Adrenal Bezinde Kanser: Milyonda bir gibi seyrek görülür. Adrenal bezleri kanserin yaptığı deformiteye bağlı olarak hormon salgılanmasında bozukluk görülür. Cushing sendromuna benzer şekilde , yüksek tansiyon, kilo artışı, aşırı vücut tüylenmesi, osteoporoz ve diyabet gibi bulgular verebilir. Teşhiste; laboratuvar testleri, tomografi ve MR gibi testler kullanılır. Feokromositoma: Adrenal bezinin iç kısmında üretilen  hormon salgılamasında oluşan bozulmaya bağlı olarak, tümör ortaya çıkar ve genelde iyi huyludur. Renklerle tedavi Biliyoruz ki evrende var olan her şey kendine özgü bir titreşime sahiptir. Renkler de bir ışık frekansının belli orandaki yoğunlaşması sonucunda ortaya çıkar. Elektromanyetik yelpazeye baktığımızda, yelpazedeki her rengin kendine özgü bir titreşime sahip olduğunu görürüz. Aynı şekilde, insan vücudundaki hücre, organ, kas ve kemik de belirli bir frekansla titreşir. Bu frekansın değişmesi, hastalığa sebep olur. Bu değişikliklerin birçok nedeni vardır ama bu nedenlerin en büyüğü içinde bulunduğumuz ruhsal durumlar ve negatif düşüncelerdir. (Streslerdir. )

Aslında Çandar? ın yukarıdaki bu anlatımı gökkuşağındaki her rengin, hem de farklı farklı renklerin birlikte bulunmasının güzelliğine / gerekliliğine parmak basmaktadır, Aynı bizim Galatasaray taraftarı olmamıza karşın; sarı-lacivertli Fenerbahçe? nin şampiyon olmasını kutlamaktan da haz aldığımız gibi. Çünkü tutkulu bir sarı-kırmızılı olmak, sarı-laciverte yada bordo-maviye veyahutta siyah-beyaza saygı göstermemizi hiç de engellemiyor engellememelidir. Hem sarı-lacivert olmasa, sarı-kırmızının da hiçbir önemi ve anlamı kalmaz. Ayni şekilde siyah-beyaz ve bordo maviler yoksa, sarı-kırmızının hiçbir değeri olmayacaktır. Kanımızca, tek bir renkten oluşan yalnızca iki ayrı takımın var olması, Bunun aksi ise, yani çok renkliliğin? , çok sesliliğin? olduğu devletler ise, demokratik ülkeler, özgür toplumlardır. Zaten haki? rengin yeşil? e hem de büyük harflerle yazılarak ete kemiğe büründürülmüş? bir Yeşil? e dönüşebileceğini de Türkiye örneklemesiyle, Susurluk kazası ve Hizbullah vahşetleri sonrasında da görmedik mi? . . Yada; vallahide billahi de hiç görmedik? , hiçbir şey görmedik? değil mi? . . Yani neyin görülüp görülmeyeceğinin bile; yasalarla, tüzüklerle, yönetmeliklerle, genelgelerle, yönergelerle, belirlendiği bir ülkede, elbette görülecek olan bir şeylerde hiçbir zaman görülmez görülemez aslında. Kanımızca böylesi şeyler yalnızca rüyalarda görülür ve böylesi rüyalara da kabus adı verilir. O kadar işte!. . Şimdi de ele aldığımız konuyu bir fıkra ile zenginleştirerek yola devam edelim. Sovyetler Birliğinin dışa böylesi açılmadığı ve bir bütün halinde olduğu dönemlerde, Sovyet yurttaşlarından bir tanesi Lenin? e geri zekalı? diye hakaret eder. Adamı apar topar mahkemeye çıkarırlar ve hakim adama 20 yıl hapis cezası verir. Mahkemenin 20 yıl hapis cezası verdiği kararının gerekçesinde ise şunlar yazılmaktadır? . verilen 20 yıl hapis cezasının 6 ayı devlet büyüklerine hakaretten, 19 yıl 6 ayı ise devlet sırlarını açığa vurmaktan? dır.

 Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Ayurvedik tıp uygulayıcıları hastalarının terapötik tonları dolayısıyla seçilen renkte giysiler giymelerini sağlar. Depresyon hastaları yükseltici ve enerji verici özellikleri dolayısıyla seçilen kırmızı ve Cinselliği Uyaran Işık Tedavisi Turuncu giysiler giyebilir. Hastalar aynı zamanda tedavinin iyileştirici etkilerini artırmak için renk-filtreli ışık kaynağı ile ışık banyosu yapabilirler.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk nin Ayurvedik tıpta önerilen bir başka yöntemi ise suyu renkle tedavi etmek ve sonra ona yüklenen iyileştirici özellikler nedeniyle o suyu içmektir. Bu uygulama için bir bardak suyun etrafı ve üzeri renkli kağıt yada renkli plastik bir örtü ile kaplanır ve bardak doğrudan gün ışığına bırakılır böylece su o rengin iyileştirici özelliklerini ve titreşimlerini soğurur. Renkler belli sakinleştirici yada iyileştirici etkiler elde etmek için çevresel olarak da kullanılabilir. Boya, duvar ve pencere uygulamaları, mobilyalar ve dekoratif aksesuarlar belli renk ailelerinden seçilebilir. Kıyafetler iyileştirici özellikleri nedeniyle belli renklerde seçilebilir.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk , terapötik etkiyi artırmak için hidroterapi ve aromaterapi ile birlikte kullanılabilir. Spalar ve holistik hekimler, şifalı esansiyel yağlar eklenmiş ılık yada sıcak suyun veBöbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk nde kullanılan parlak tonların yararlarını birleştiren renk banyoları yada suları önerebilir. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk renkler farklı ışık frekanslarından oluştuğundan holistik hekimler bazen belli müzik ve ses terapisi türlerini de birlikte kullanabilmektedir. 49. Titreşimsel Teknik olarak bilinen benzer bir yöntem, renk spektrumu tarafından üretilen sessiz titreşimleri sesli karşıtlarına tercüme etmek için matematiksel bir formül kullanır. Görsel renkler ile sesli frekans karşıtları birleşince renk frekansının terapötik değerinin arttığı düşünülmektedir. Spektrumun yedi renginden her birine belli bir şifa niteliği atfedilmiştir.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk herhangi bir tedavi uygulamadan önce, Ayurvedik tıp uygulayıcıları hastayı eksiksiz şekilde muayene eder ve “prakriti”sini (tabiatını) tespit etmek için hasta ile mülakat yapar. Prakriti kişinin ömrü boyunca değişmeden kalır. Tedavi için seçilecek renklere, kişide üç doshanın (vücut tipleri) dengesi veya dengesizliğine göre karar verilir. Kişinin mizacına ve vücut tipine karşılık gelen üç dosha -vata, pitta ve kapha- bulunur. İnsanların çoğu biri ağır basacak şekilde üç doshanın (tridosha) birleşimidir.

Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk bazı durumlarda, holistik hekimler hastanın aurasının fotografik bir görüntüsünü yada hastanın elindeki elektrik sinyallerini okuyan özel bir kamera kullanarak kişisel enerji alanını kaydetmek isteyebilir. Kamera hastayı, vücudunun etrafını çevreleyen farklı renkler şeklinde görüntüler. Bu renkler hastanın özgün aura enerji yapısını saptamak ve bu auraya hangi türBöbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk nin tamamlayıcı olacağına karar vermek üzere analiz edilir. terapisi her ne kadar gevşemeyi artırma, genel sıhhati düzeltme ve bazı bozukluk ve hastalıkların tedavisinde ek yada tamamlayıcı terapi şeklinde etkili de olsa ciddi kronik yada akut sağlık sorunları olan kişiler tedavi için yalnızca bu terapiye bel bağlamamalıdır.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk herhangi bir kronik yada akut sağlık sorunu olan kişi diplomalı bir tıp hekimine danışmalıdır.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk nin yaygın uygulamalarının bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur. Ayurvedik tıp Hindistan’da binlerce yıldır yerleşik olan sağlam bir tıp uygulamasıdır. Buna karşın Birleşik Devletler’de tamamlayıcı bir uygulama olarak görülür. Yine de Ayurvedik spalar ve tıbbi uygulamaların sayısının artmasıyla son zamanlarda popülerliği giderek artmaktadır.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk nin yararları geniş ölçüde araştırılmamıştır ve halen alopatik tıp topluluğu tarafından bir yan tedavi olarak görülmektedir.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Eğitim ve Sertifikasyon Renk terapistleri yada Ayurvedik tıp uygulayıcıları olarak çalışan kişilerin özel bir sertifika yada diploma almalarına gerek yoktur. Dişil Enerjinin Titreşimleri Ayaklarımız ağrıyor, belimiz sızlıyor, zihnimiz karmakarışık, bir türlü bu dağınık odayı toparlayamıyor; iş, görev yada zorunluluk halini alınca da yaşam enerjimizi kaybediyoruz. Bu öyle hemen olmuyor; kirleticileri biriktirme sürecimiz, vücudumuzda blokajların oluşması ruh ve beden halimize göre hızla değişebiliyor.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk özellikle kadınlarda erken yaşlanma, hücre kaybı, menopoz ve ağrılı adet dönemi gibi travma yüklü ruh halleri görülebiliyor. Kadın danışanlarımın çoğu, yaşadıkları zihinsel ve bedensel ağırlıklardan bir an evvel kurtulma arzusuyla geliyor bana. Bedenimiz bir uzmana görünmesi gerektiğini söyler bize; ama çoğu kişi ona kulak asmadığı için ancak zorunlu ilaç kullanımına ramak kala bir uzmanın kapısını çalar. Sorunlarımızın özüne inmek, tarafsız bir analiz ve sağduyu ister. Bunu her zaman başaramayız. Takılıp kaldığımız ağrılı regli dönemleri yada aşırı sinir halleri, hormonlarımızın nasıl da tahribata uğradığını bize bir kez daha gösterir. Kontrol edilemez bir hal aldığında ise bir uzmana gitmek ve destek alma zamanı gelmiştir. Kadınlar içinBöbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk ,Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk biz kadınların en çok haz aldığı haller, bir buket çiçeğin narinliğinde, özel bir kokunun en alt notasında gizlidir. Birçoğumuz sevilmek için yanıp tutuştuğumuz halde bir kuru dal bile alamayan ruh halimizin içinde kıvranır dururuz. Bazen “Bir kuru dalını mı gördüm”diye dile getiriveririz oracıkta.

Bir kuru dala bile hasret kalmış dişil enerji oracıkta bırakıverir tüm cesaretini ve üretim gücünü. Çiçeklerin ve renklerin eş duygu durumları için hazırlanmış preparatlarını sabah, akşam dil altınıza damlatmak ve akşamları ılık bir banyodan sonra kendi başınıza bile yapabileceğiniz birkaç basit masaj tekniğini uygulamak şifa kanalınızı açmanızı sağlar.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk (kromaterapi) kaç seanstan oluşur?Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk , ilk konsültasyondan sonra, bu konudaki farkındalığınızı geliştirmeyi ve renkleri yaşamınıza nasıl katmanız gerektiğini öğretmeyi amaçlayan 5 seanslık bir çalışma paketi ile başlar. Konsültasyon, terapistinizle aranızda geçen özel görüşmedir; rahatsızlıklarınızı dile getirir, size sorduğu soruları cevaplayarak neden terapiye ihtiyaç duyduğunuzu anlatırsınız.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk yine bu seansta terapistinizin vereceği bazı testleri çözersiniz ve terapistiniz bunu analiz eder.

Ayrıca terapistiniz Bach çiçek kartları ve renk likit (sıvı) preparatlarıyla (kullanıma hazır duruma getirilmiş karışım, müstahzar) yapılan meditasyon çalışması hakkında da bilgi verir size. Bu, farkındalığınızı arttırmak için her seansta gerçekleştirilen bir çalışmadır.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk her seans ortalama 90-180 dakika sürer. İkinci seansta, Bach çiçekleri analizi üzerinde durulur; bu hem sizin hem de terapistinizin işini kolaylaştırır. Bazen kendimize bile dürüst olamıyoruz. İlk terapi seansında gerçekleştirilen Bach çiçekleri testi bu açıdan önemli. Bach çiçek kartları yardımı ile cevaplayacağınız 100 adet sorudan oluşan bu test sayesinde çiçeklerin titreşimlerine merhaba dersiniz.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk yine ikinci seansta, terapistiniz size çiçek özleri likit preparatlarını nasıl kullanacağınızı anlatır.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Çiçeklerin sizde nasıl tepkiler uyandırdığını hissetmeye odaklanır ve bu konuda notlar alarak çalışmayı sürdürürsünüz. Halsizlik, burun akıntısı yada görmediğiniz rüyalar gibi küçük reaksiyonları (tepkime) dikkate alarak çiçeklerle aranızdaki iletişimi keşfetmeniz önemlidir.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Tedavinin seyrini görebilmek için 21 günlük ilk kürü düzenli uygulamanız gerekir. Üçüncü seansta, renk meditasyonu ve çiçek nefesi çalışmaları gibi eğlenceli, canlandırıcı egzersizleri öğrenir ve uygulamaya başlarsınız.

Renk, bir ışık frekansının belli oranda yoğunlaşması sonucunda ortaya çıkar. Renkleri üç temel gruba ayırabiliriz. Birincisi; kırmızı, sarı ve mavi’nin bulunduğu ana renkler grubudur. İkincisi, bu üç rengin çeşitli kombinasyonlarda biraraya getirilmesi sonucunda oluşan gruptur. Örneğin: Sarı+mavi=Yeşil, Kırmızı+sarı=Turuncu, Kırmızı+mavi=Mor gibi. İlk gruptaki renklerle, ikinci gruptaki renklerin karıştırılması sonucunda ise, üçüncü grup renkler oluşur. Renklerin bir başka özelliği ise, bilinç dünyamızın en derin noktalarına kadar uyarma gücüne sahip olmalarıdır. Her insanın renklere karşı verdiği tepki aynı değildir. Bir insana huzur veren mavi renk, bir diğerine soğuk ve itici gelebilir. Veya birine heyecan veren kırmızı, bir diğerine hüzün yükleyebilir. İnsanların renkten etkilenmelerini meydana getiren olgular, kişilik oluşumları, hayat koşulları ve bilinçaltında bastırılmış olan isteklerdir. Bazı insanlar hangi renkle barışık olduklarını bilirken bazıları ise bu konuda tamamen bilinçsizdir. İnsanlar renk seçerken o rengin kendilerine getireceği yararı veya zararı düşünmezler. Belirli özellikleriyle renkler, uyarıcı oldukları kadar çökkünlük yaratıcı, yapıcı oldukları kadar da yıkıcı, itici yada çekici olabilirler. Ayrıca her renk, kendine özgü bazı tedavi edici ve dengeleyici unsur da taşır.

Tarihe baktığımızda eski Mısırlıların renklere ve renklerle yapılan şifaya çok önem verdiğini görebiliriz. Bu sebepten Karnak ve Teb gibi tapınaklarda renk kullanmışlar ve renk şifacılığını pekiştirmek için, renk salonları inşa etmişlerdir. Aynı şeyi kadim Hind ve Çin uygarlıklarında da görebiliyoruz. Oradaki şifacı din adamları da insanın yedi katlı doğası ile güneş tayfının yedi rengi arasındaki bağlantıyı temel alarak, bir renk bilim sistemi kurmuşlardır.

1670 yılında İngiliz fizikçi Ishaac Newton, karanlık bir odada güneş ışığının önce bir delikten odaya girmesini sağlamış, sonra bu ışığın önüne bir prizma koyarak parçalanış halini bir beyaz perdeye aksettirerek, yedi rengi elde etmiştir. Newton, beyaz perde üzerindeki renklerin bir sıra ile dizilişine Spektrum Solares (Güneş tayfı) adını vermiştir. Daha sonra güneş ışığını meydana getiren renk tayfı üzerinde araştırmalarına devam ederek, renk bilimini, bir bilim dalı olarak ortaya koymuştur. Newton’dan sonra Chevreul, Helmhotz, Young gibi fizikçiler ve de kimyagerler, bu proje üzerine eğilerek çalışmaları hızlandırmışlardır. Ancak günümüzde fizik ve metafizik alanında yapılan araştırmalar, renklerin bir terapi aracı olarak kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Bugün dünyada birçok psikolog ve psikiyatr renkleri bir terapi aracı olarak kullanmaktadır. Dünyanın her tarafında bilinen bir atasözü vardır. “Güneş giren eve doktor girmez. “Işık, tabiatın bir ilacı ve en güzel tedavi aracıdır. Işığın, insanlar ve bitkiler üzerindeki fiziksel etkilerini hepimiz biliyoruz. Kaynağını güneşten alan ışık, elektromanyetik enerjilerle doludur. Bu enerjiler dünyadaki doğal hayatı devam ettirirler. Bitkiler, güneşten gelen enerjiyi yapraklarında bulunan klorofil sayesinde yakalar ve karmaşık moleküllere dönüştürür. Bu da bitkinin canlılığının devamını sağlar. Bu olaya kısaca fotosentez diyoruz. İşte ışık ile hayat arasındaki bağlantı!. Işık eksik ve yetersiz olduğu zaman, canlılar yeterli hayat enerjisini alamayacaklarından kendilerini sağlıksız, mutsuz ve sevgisiz hissederler.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk , metabolizmada sağlıklı bir denge sağlamak için renk enerjilerinden faydalanma işlemidir.

Araştırmalar bize göstermiştir ki, insanda bedeni kuşatan elektromanyetik bir alan vardır. Buna Aura veya enerji beden diyoruz. Bedenimizi bulut gibi saran bu enerji alanı, ışık, (renk) elektrik, ısı, ses, manyetik ve elektromanyetik etkiler ile sürekli olarak etkileşimdedir. Ayrıca bu enerji alanı içinde yedi adet de, chakra adını verdiğimiz enerji dağıtım merkezleri vardır. Chakra’lar bedene giren ve beden tarafından yayılan enerjilerin oranlarını düzenlerler. Ayrıca bedendeki fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal fonksiyonların yerine getirilmesi için gerekli olan enerjiyi emerek, bunları ihtiyaç duyulan bölgelere dağıtırlar. Her bir chakra ayrı bir renge sahiptir. Chakraların fiziksel bedene doğrudan bağlı oldukları tek yer, salgı bezleri ve omurga sistemidir. Enerji merkezleri vasıtasıyla emilen enerjilerin vücuda yayılması, dolaşım ve sinir sistemlerinin yardımıyla gerçekleşir. Bu yolla tüm organlar, dokular ve hücreler enerjilerden eşit olarak faydalanmış olurlar. İnsanı ayakta tutan bütün bu sistemler ve organlar, enerjiye (belirli renklere) karşı duyarlıdırlar.

İnsanın içinde bulunduğu duygusal değişiklikler (öfke, korku, negatif düşünceler vs. ) chakralarda enerji dengesizliği meydana getirir. Burada, belirli bir rengin fazlalığı veya azlığı söz konusudur. Chakraların dengesiz çalışması fizik bedende hastalıkları oluşturur. Eğer bünyemizde herhangi bir denge bozukluğu başgösterirse, bazı renkleri veya renk kombinasyonlarını kullanarak, iç dengemizi tekrar kurabiliriz. Renklerin çevrelerine yaydıkları titreşimler, vücudun elektromanyetik ışınımıyla doğrudan bir etkileşim içindedirler. Söz konusu titreşimler chakralar tarafından emildikten sonra, direkt olarak omurgalara iletilirler. Omurgalara ulaşan bu enerji dolu titreşimler, sinirler yardımıyla gerekli organlara ve dengesi bozulan sistemlere taşınırlar. Böylece fiziksel rahatsızlıklara yol açabilecek olan duygusal ve zihinsel şikayetler en aza indirilir. Renklerle tedavi üzerinde çalışırken karşılaşılan en büyük sorun ise, ihtiyaç duyulan renklerin belirlenmesidir.

Her rengin bir de tamamlayıcı rengi vardır. Örneğin: Kırmızı Turkuaz. Turuncu Mavi. Sarı Mor. Yeşil Macenta’dır. Terapide renkler bazen tek başına bazen de tamamlayıcı renkleri ile birlikte kullanılır. Bu konu uzmanlık isteyen bir iştir. Çünkü renklerin bilinçsiz olarak kullanılması yarar yerine zarar da getirebilir. Renklerden en iyi şekilde yararlanmak istiyorsak mutlaka bir renk terapistine başvurmalıyız. Yağmurdan hemen sonra çıkan güneşle birlikte, gökkuşağına da merhaba der dünya. Belki de bilirsiniz, gökkuşağının altından geçen herkesin cinsiyetini değiştirdiği dedikodusunu. Keşke kendi orijinal cinsiyetine zorsuntu vermiş olanlar, gerçekten de gökkuşağının altından geçebilseler ve kendilerine has olan kimliklerini yeniden kazanmış olsalar. Biz gökkuşağını aklımıza her getirdiğimizde, hep İzmir-Turgutlu kara yolunu üzerindeki dümdüz ve yemyeşil olan üzüm bahçelerini hatırlarız. Ve de, o güzelim gökkuşağının insanlara göz kırpan renkler armonisini. Sanki sonsuzluktan akıp gelen ilahi bir ritmin, notalara bürünmesini beklemeyen bir acelecilikle, görüntüye bürünmüş olarak karşımıza çıkıvermesidir gökkuşağı İşte bu nedenle biz; renklerle koklamayı, renklerle işitmeyi çok severiz. Severiz çünkü renklerle temiz hava arasında, renklerle notalar arasında kanımızca tam bir uyum, ahenk ve ritim söz konusudur? Duygularını notalara dökenler, notaları sesleri ile zenginleştirenler, tınılara ve şiirlere elbise giydirip bir anlamda onlara ölümsüzlük aşısı yapanlar, aslında hayatı hep (ama hep) renklerle anlatmışlardır. Gülüm Pekcan ve dans grubu da, hayatı ve renkleri doğaçlama dans figürleri ile anlatmaya çalışarak, renklerin kıvrak figürlerle nasıl da sevecen anlatılabileceğini seyredenlere gösterirler.

Genellikle sesler arası ahenk, tını, nota ve renkler sanki birbirinin ayrılmaz birer parçası gibi yorumlandığı için, Cemre Müzik de bu konuda bir adım atarak, Dünyanın Renkleri Türkiye? de, Türkiye? nin Renkleri Dünya? da? sloganıyla hareket etmekte ve etnik, mistik, tasavvufi ve klasik Türk müziği dalında 18 ayrı CD çalışmasını ve İstanbul? un kültürel yerlerini tanıtan 6 video filmini, Türkiye? nin renkleri olarak dünyaya aşılamaktadır. Yine Amiate Records? un 60 yapımdan oluşan tüm dünya müziklerini de, dünyanın renklerini Türkiye? ye taşıyarak yapmaya çalışmaktadır

İsterseniz bu birlikte paylaşacağımız makalenin içinde; yaşadığımız şu hayata, giydiğimiz elbiselere, seçtiğimiz renklere, içinde olduğumuz iş dünyamıza, arkadaşlarımıza, onların evlerine, kuracağımız ilişkilere, yalnızca renklerin gözüyle, renklerin kokusuyla, renklerin diliyle bakalım bir kez de. İnanın böylesi bir bakışı biz çok seviyoruz. Umudumuz o ki siz de çok sevecek ve hoşlanacaksınız!. .

O halde haydi gelin hep birlikte renklere dokunmaya ve renklerin dünyasından hayatı anlamaya, hissetmeye çalışalım!. .

Bilindiği gibi temel renkler olan mavi, kırmızı ve sarı herhangi bir rengin karışımı ile elde edilemezler. Bu üç renk genellikle diğer bütün renklerin üretilmesine kaynaklık yapar. Ara renkler ise temel iki rengin karıştırılması ile oluşturulur. Kırmızı + Sarı = Portakal rengini, Mavi + Kırmızı = Mor rengini, Mavi + Sarı = Yeşil rengini ortaya çıkarır. Orta renkler ise temel ve ikincil renklerin isimlerinin birlikte kullanılmasıyla ifade edilir. Renkleri yaşanılan hayat bağlamında yorumlayan Terörle Mücadele Daire Başkanlığında görevli Psikolojik Harekat Uzmanı Necati Alkan: . . Neden yalnızca siyah rengi kullanarak bir cehennem resmi çiziyorsunuz? . . Oysa ben, gökkuşağındaki bütün renkleri kullanıyor ve elimdeki boyalarla, rengarenk, cıvıl-cıvıl, ışıl-ışıl bir cennet resmi çiziyorum. Çizdiğim bu tablonun içerisinde ben mutlu / huzurlu yaşarken, dileyen herkesi de burada yaşamayadavet ediyorum. demektedir. Aynı Kayserili bir iş adamına; 2 X 2 kaç eder? diye sorduklarında, tebessüm ederek alırken mi verirken mi gülüm? biçiminde karşı bir soruyla, yani rakamsal grilik içinde kalan bir yanıtlama ile yaptığında olduğu gibi. Kanımızca, siyah ve beyaz kolay olmayan renklerdir. İnsanları fazlasıyla yorar. Gri ve grinin tonları ise insanı fazla yormaz ve mücadele etme düşüncesi uyarmaz. İticilikten daha çok; esnekliği, iddiasızlığı ile dikkatleri çeker denilebilir.

Edindiğiniz farkındalık sayesinde ihtiyaç duyduğunuz enerjiyi çiçeklerden ve seçilmiş özel renklerden toplamaya başlarsınız. Dördüncü seansta, kendi kendinize uygulayabileceğiniz gece reçetelerini öğrenirsiniz. Terapistiniz, hangi çiçek özleri ile nasıl çalışacağınızı uygulamalı olarak gösterir size.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Adım adımBöbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Konsültasyon Sizi buraya getiren rahatsızlıklar ve bunların nedenlerini saptamaya yönelik analiz çalışmasıdır. Soru cevap şeklinde ilerleyen bir ön çalışmadır.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk ve Nefes (pranayama) Nefes çalışmaları ile çiçek özlerinin difüze edilmesi (yayılma, geçişme), meditatif hale geçebilme, algıların açılması ve çiçek özlerinin titreşim boyutunda sizinle doğru orantıda çalışmasını sağlamak için yapılan bir biorezonans tekniğidir.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk nefes çalışması enerjiyi hareketlendirerek, beyne daha fazla oksijen gitmesini ve çiçek özlerinin burun yolu ile difüze edilmesini sağlar.Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Beyine giden titreşimler, uyarılar, hızla limbik sistemde dağılır.

indeks: Böbrek, sanat terapisi, alternatif tedavi, Color therapy, art Iherapy, alternative treatment, renk, zihin, beden, duygu, denge, canlılık, , Spor, fiziksel sağlığı, zihinsel sağlığı, ruhsal sağlığı, kızıl,

 

.

Rus Masajı Faydalıdır.

Kızılcık Sağlıklı Cinsel Yaşam Sağlar.

Anne Sütü Gözde Kaşıntı, Nezle, Kızarıklığa Faydalıdır.

Güzelliğin Sırrı Kara Üzümdedir.

http://faydaliyasam.com/incir-sperm-arttirici-ozelligi-mevcuttur-ailenin-mutlulugunu-koruyucu-etkiye-sahiptir/

—–

loading…

—–




—-
.

Bilgi kaynaklarımız:
www.enerjistmasor.com

www.bitkiveinsan.com

www.faydaliyasam.com

www.google.com

UYARI:
Sitemizde hastalikları teşhis tedavi etmek ile ilgili 1219 sayılı Tababet Kanunu’na göre sadece doktorların görevi olduğu bilinciyle, web sitesinde yer alan bilgiler sağlıklı ve yararlı yaşama hakkında bitkisel doğal tavsiye niteliğinde olup paylaşımlar ve konularımız tavsiye ettiğimiz ürünlerimiz ilaç değil, yaşama yararlı besin destek ürünleridir. Tedavi veya hekim tedavisi yerine geçmez. Paylaşılan metinlerde ve Kürlerin içerisinde geçen bitkilerin kullanımından önce, özellikle adı geçen bitkilere alerjiniz olup olmadığını doktorunuza kontrol ettirdikten sonra kullanmanız tavsiye olunur. Yaşama sağlıklı, afiyet içinde, yararlı yaşamanız dileklerimizle…

—–


—–

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir