Turkuaz Renk Akut Hastalıklar Faydalıdır. 13

Turkuaz Renk Akut Hastalıklar Faydalıdır. 13
Grip nedir? Grip (influenza), üst ve alt solunum yolu hastalıklarına neden olan ve her kış ayında milyonlarca kişinin hastalığına ve binlerce kişinin ölümüne neden olan bir viral üst solunum yolu hastalığıdır. Hastalık, ateş, halsizlik, kırgınlık, boğaz ağrısı, öksürük, burun akıntısı ve baş ağrısı gibi sistemik belirtilerle kendini gösterir. Her kış ayında salgınlara neden olur. Salgının boyut ve şiddetinin en büyük belirleyicisi risk altındaki toplumun bağışıklık seviyesidir. Virüsün çeşitleri nelerdir? Kimler risk gruplarını oluşturur? En sık influenza tip A ve tip B insanlarda hastalıklara neden olur. Tip C insanlarda nadiren hastalıklara neden olur. En önemli risk grubunu oluşturanlar; ileri yaş, kronik akciğer ve kalp hastalığı olanlar, şeker hastalığı, böbrek ve bağışıklık sistemi hastalığı olanlardır. Virüs nasıl bulaşır? İnfluenza hızlı bulaşan bir hastalıktır. Hasta bireylerin öksürmesi ve hapşırması sonucu mikro damlacıklar en sık bulaşma nedenidir. Ayrıca el teması, diğer kişisel temaslarda bulaşmaya neden olur. Tanı nasıl konur? İnfluenza’nın en sık komplikasyonu pnömoni (zatüre)dir. Hastalığın tanısı laboratuvarda virüsün saptanması ve virüse karşı gelişen antikorların saptanmasıyla tanı konulur. Hastalığa çoğunlukla klinik olarak tanı konulur.tedavisi nasıldır?

Eski Mısır mitolojisine göre, Akut hastalıklar faaliyetini sakinleştiren Turkuaz renk  Akut hastalıklar faaliyetini sakinleştiren Turkuaz renk  Kromoterapi sanatı tanrı Thoth tarafından keşfedildi. Hermetik geleneklerde eski Mısırlılar ve Rumlar çeşitli renk tonlarında renk lendirilmiş mineraller, taşlar, kristaller, merhemler ve boyaları ilaçlar ve boyalı muamele tapınakları olarak kullandılar. M. Ö. altıncı yüzyılda yaşamış olan eski Ayurvedik doktor Charaka, çeşitli hastalıkların tedavisinde güneş ışığı önerdi. Antik Yunan’da rengin fiziksel doğası hakimdi. Renk, dengesini düzeltmeyi içeren iyileştirme için özeldir. Hastalığı tedavi etmek için giysiler, yağlar, sıvalar, merhemler ve salvalar kullanılmıştır. Yunanlılar renk tedavisinin bir sonucu olarak vücuttaki biyolojik değişikliklerin farkında değildi; Bununla birlikte, renkler in şifa Özellikleri ne kör inançları vardı. Ayrıca, Renkler le tedavi yöntemlerinin her ikisini de kullandıklarını bilmek ilginçtir doğrudan güneş ışığına maruz kalma ve dolaylı iyileşme. Dolaylı yöntemde taş, boya, merhem ve sıva gibi malzemeleri orta madde olarak kullandılar. Tıbbi kullanımlarında eksik olan şey suyun, daha sonradan vücuttan toksinleri çıkarmak için en iyi ilaç olduğu kanıtlanan renk emilimi için bir araç olarak suydu. Bu kavram, hidrokromatopatide çalışan tüm araştırmacılar arasında ortaktır.

  1. KANIN PIHTILAŞMASI

Kan sıvısındaki karbonhidrat yapıda olan heparin sayesinde damarlarda bulunan kanda pıhtılaşma görülmez. Heparin hem Akut hastalıklar faaliyetini sakinleştiren Turkuaz renk , Karaciğer hem de bağ dokusunun mast hücrelerinde üretilmektedir. Kanın pıhtılaşması için damar dışına çıkması gerekir.

Kanın pıhtılaşmasında kan pulcukları (trombosit), karaciğerde üretilen fibrinojen ve trombojen (protrombin proteinleri, kalsiyum iyonları ile K vitamini etkilidir.

1- KALP (YÜREK)

Kalp, göğüs boşluğunda, diyaframın üstünde ve iki akciğer arasında, göğüs kemiğinin arkasında, sivri ucu sola yatık durumda, koni şeklinde ve herkesin yumruğu büyüklüğündeki organdır. (Yetişkin kadınlarda 230 280 gr, yetişkin erkeklere 280 340 gr arasındadır).

  1. a) Kalbin Görevi

Kalp, kasılıp gevşeyerek kanın damarlar için de bütün vücudu dolaşmasını sağlar. Kalp, vücutta pompa görevini görür. Kanı vücuda pompalar ve tekrar toplar.

  1. b) Kalbin Yapısı
  • Kalp, çizgili kaslardan yapılmıştır fakat isteğimiz dışında çalışır.
  • Kalp, üstte iki kulakçık, altta iki karıncık olmak üzere toplam 4 odacıktan oluşur.
  • Kulakçıkların arasında ince, karıncıkların arasında kalın kas tabakası bulunur. (Bu nedenle karıncıklar, kulakçıklardan daha güçlü kasılırlar ve gevşerler).
  • Karıncıklar kulakçıklara göre daha geniştir.
  • Kulakçıklar ve karıncıklar arasında, kulakçıklardan karıncıklara kan geçişini sağlayan kapakçıklar bulunur. Kapakçıklar, kulakçıklar kasıldığında kanın karıncıklara inmesini sağlar, karıncıklar kasıldığında kanın karıncıklardan kulakçıklara dönmesini engeller. (Sağ kulakçık ile karıncık arasında üç parçalı, sol kulakçık ile karıncık arasında iki parçalı kapakçık bulunur).
  • Kalbin sağı ve solu kaslardan yapılan duvar ile ikiye ayrılmıştır.
  • Kalbin sol tarafında temiz kan, sağ tarafında kirli kan bulunur.
  • Kalbe kan getiren damarlar kulakçıklara bağlıdır. Bu nedenle kalbe gelen kan kulakçıklarda toplanır.
  • Kalpteki kan, karıncıklardan pompalanır, gönderilir.
  • Kalbin üzerini örten kalın, esnek ve dayanıklı olan zara kalp zarı (periton) denir. Bu zar ile kalp arasında kaygan bir sıvı bulunur. Bu sıvı kalbin rahat çalışmasına yardım eder.
  • Besin ve oksijen yönünde zengin olan açık renkli kana temiz kan denir.
  • Besin ve oksijen yönünde fakir olan koyu renkli kana kirli kan denir.

1- Canlılar, iskelet sisteminin bulunup bulunmamasına göre omurgalı ve omurgasız

hayvanlar olarak iki grupta incelenir.

Omurgasızların çoğunda dolaşım sisteminde açık dolaşım görülür. Açık dolaşımda kılcal damarlar bulunmaz. Kan, atardamarlardan doku boşluklarına bırakılır ve buradan toplardamarlara geçer.

Omurgalılarda, dolaşım sisteminde kapalı dolaşım görülür ve kılcal damarlar bulunur. Kapalı dolaşımda kan doku boşluklarında atardamarlardan kılcal damarlara, kılcal damarlardan da toplardamarlara geçer. Kapalı dolaşımda kan sadece damarlar için de dolaşır. Akut hastalıklar faaliyetini sakinleştiren Turkuaz renk

1- Balıklar

  • Kalpleri iki odacıklıdır. (1 karıncık, 1 kulakçık).
  • Kirli kan solungaçlarda temizlenir.
  • Temiz kan kalbe uğramadığı için kalpte yalnızca kirli kan bulunur.
  • Vücutta temiz kan dolaşır ve küçük kan dolaşımı görülmez.

2- Kurbağalar

  • Kalpleri üç odacıklıdır. (1 karıncık, 2 kulakçık).
  • Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
  • Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışır.
  • Vücutta temiz ve kirli kan (karışık kan) birlikte dolaşır.

3- Sürüngenler

  • Kalpleri üç odacıklıdır. (1 karıncık, 2 kulakçık). (Karıncıkta yarım perde bulunur).
  • Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
  • Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışır.
  • Vücutta temiz ve kirli kan (karışık kan) birlikte dolaşır.
  • Timsahlarda kal dört odacıklıdır. Karıncıkta tam perde bulunur. Kalpte kirli ve temiz kan karışmaz. Kan kalpten çıktıktan sonra panizza kanalında karışır. Vücudu temiz ve kirli kan birlikte dolaşır.

4- Kuşlar

  • Kalpleri dört odacıklıdır. (2 karıncık, 2 kulakçık).
  • Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
  • Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışmaz.
  • Vücutta temiz kan dolaşır.

5- Memeliler

  • Kalpleri dört odacıklıdır. (2 karıncık, 2 kulakçık).
  • Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
  • Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışmaz.
  • Vücutta temiz kan dolaşır.
  1. c) Kalbin Çalışması

Kalp, çizgili kaslardan yapılmıştır fakat isteğimiz dışında çalışır. Kalp, kasılıp gevşeyerek vücuttaki kanı toplar ve tekrar vücuda pompalar.

Kalp çalışırken kulakçıklar ve karıncıklar sırayla kasılıp gevşerler. Kulakçıklar kasılırken karıncıklar gevşer, kulakçıklar gevşerken de karıncıklar kasılır. Kasılma anında odacıklardan kan gönderilir, gevşeme anında odacıklara kan dolar.

1- Kulakçıklar Gevşer, Karıncıklar Kasılır

  • Kulakçıklar Gevşerken
  • Vücuttaki hücrelerde kirlenen kan, alt ve üst ana toplardamarları ile sağ kulakçığa gelir.
  • Akciğerlerde temizlenen kan, akciğer toplardamarı ile sol kulakçığa gelir.
  • Karıncıklar Kasılırken
  • Kapakçıklar kapanır.
  • Sağ karıncıktaki kirli kan, temizlenmesi için akciğer atardamarı ile akciğerlere gönderilir.
  • Sol karıncıktaki temiz kan, aort atardamarı ile vücuttaki hücrelere pompalanır.

2- Kulakçıklar Kasılır, Karıncıklar Gevşer

  • Kulakçıklar Kasılırken
  • Kapakçıklar açılır.
  • Sağ kulakçıktaki kirli kan, kapakçıklardan geçerek sağ karıncığa gelir.
  • Sol kulakçıktaki temiz kan, kapakçıklardan geçerek sol karıncığa gelir.
  • Karıncıklar Gevşerken
  • Sağ karıncık, sağ kulakçıktan gelen kirli kanı depolar.
  • Sol karıncık, sol kulakçıktan gelen temiz kanı depolar.
  1. d) Kanın Vücutta İzlediği Yol
  • Vücuttaki hücrelerde kirlenen kan, alt ve üst ana toplardamarları ile sağ kulakçığa gelir.
  • Sağ kulakçıkta depolanan kirli kan, kapakçıklardan geçerek sağ karıncığa gelir.
  • Sağ karıncıktaki kirli kan temizlenmesi için akciğer atardamarı ile akciğerlere iletilir (pompalanır).
  • Akciğerlerde temizlenen kan, akciğer toplardamarı ile sol kulakçığa gelir.
  • Sol kulakçıkta depolanan temiz kan, kapakçıklardan geçerek sol karıncığa gelir.
  • Sol karıncıktaki temiz kan, aort atardamarı ile vücuttaki bütün hücrelere pompalanır.

2- KAN DAMARLARI

Kanın vücutta taşınmasını sağlayan boru şeklindeki yapılara kan damarı denir. Kan damarları vücudu bir ağ gibi sararak temiz kanın vücuttaki bütün hücrelere iletilmesini ve hücrelerde kirlenen kanın tekrar toplanmasını sağlar.

Kan damarları farklı kalınlıktadır ve yapı ve görevlerine göre atardamarlar, toplardamarlar ve kılcal damarlar olmak üzere üç çeşittir.

  1. a) Atardamarlar
  • Kalbin karıncıklarından çıkarlar.
  • Kalpten vücuda yani organlara kan taşırlar.
  • Genellikle temiz kan taşırlar. Sadece akciğer atardamarı kirli kan taşır.
  • Kalbin sol karıncığından çıkan, temiz kanı vücuda taşıyan en büyük atardamar aort atardamarıdır.
  • Kalbin sağ karıncığından çıkan ve kirli kanı akciğerlere taşıyan atardamar akciğer atardamarıdır.
  • Atardamarların karıncıklardan çıktığı yerlerde, kalpten gönderilen kanın tekrar kalbe geri dönmesini önleyen yarım ay kapakçıkları bulunur.
  • Kan akış hızının en fazla olduğu damarlardır.
  • Atardamarlardaki kan, hem karıncıkların kasılmasıyla ortaya çıkan basınç etkisi hem de kendisinin kasılıp gevşemesi sayesinde taşınır. (Duvarlarında esnek teller = lifler bulunur. Bu lifler kasılıp gevşeyince damar kasılıp gevşemiş olur. )
  • Atardamarların içi düzdür.
  1. b) Toplardamarlar
  • Kalbin kulakçıklarına gelirler.
  • Vücuttaki yani organlardaki kanı kalbe getirirler.
  • Genellikle kirli kan taşırlar. Sadece akciğer toplardamarı temiz kan taşır.
  • Kalbin sağ kulakçığına gelen ve vücutta kirlenen kanı kalbe taşıyan toplardamarlar alt ve üst ana toplardamarlarıdır. (4 tane).
  • Kalbin sol kulakçığına gelen akciğerlerde temizlenen kanı kalbe taşıyan toplardamar akciğer toplardamarıdır.
  • Toplardamarların için de sadece kalp yönünde açılan kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar, kanın sadece kalbe doğru akmasını sağlar, ters yöndeki hareketi önler.
  • Kan akış hızı atardamarlara göre daha azdır.
  • Toplardamarlardaki kan, hem kalbin emme kuvveti (kulakçıkların gevşemesiyle ortaya çıkan emme kuvveti) hem de kendisinin kasılıp gevşemesi sayesinde taşınır. (Duvarlarında esnek teller = lifler bulunur. Bu lifler kasılıp gevşeyince damar kasılıp gevşemiş olur).
  • Toplardamarlar, atardamarlardan daha geniştir ve daha fazla kan taşır.
  1. c) Kılcal Damarlar
  • Atardamarlarla toplardamarları birbirine bağlayan ve vücuttaki hücrelerin arasını ağ gibi saran (tek sıralı epitel hücrelerden oluşan) damarlardır.
  • Atardamarlardan aldığı temiz kandaki besin ve oksijeni hücrelere (difüzyon ile dokulardaki ara maddeye) verir.
  • Hücrelerde oluşan karbondioksit gazı ile zararlı ve atık maddeleri (difüzyon ile dokulardaki ara maddeden) alarak toplardamarlara verir.
  • En ince damarlardır.
  • Kan akış hızı en az olan damarlardır. (Kan akış hızı yavaş olduğu için madde alışverişi kolay olur).
  • Kan ile hücreler arasında madde alışverişini sağlar.

3- KAN

Sindirim sisteminde parçalanan besinleri yani sindirilmiş besinleri ve akciğerler sayesinde havadan alınan oksijeni hücrelere taşıyan, hücrelerde oluşan karbondioksit gazını akciğerlere, zararlı atık maddeleri böbreklere getiren ve damarların için de dolaşan kırmızı renkli sıvıya kan denir.

Kan, kan hücreleri ve kan plazmasından (serumundan = ara maddeden) oluşur. Kan hücreleri, kan plazması için de yüzerek bütün vücudu dolaşırlar.

  1. a) Kanın Görevleri

1- Vücut ısısını ayarlar, düzenler.

2- Vücudu mikroplara karşı korur.

3- Dışarıdan alınan besin ve oksijeni hücrelere taşır.

4- Hücrelerde oluşan karbondioksit gazını akciğerlere, zararlı atık maddeleri böbreklere getirir.

5- Hormonları ilgili organlara taşır.

  1. b) Kan Plazması (Serumu)

Kanın sıvı kısmına kan plazması (serumu) denir. Kan plazmasında büyük oranda su (% 90) ile birlikte madensel tuzlar, vitaminler, hormonlar, antikorlar, kan proteinleri ve sindirilmiş besinler bulunur.

Kan plazması, sindirilmiş besinleri hücrelere taşır, hücrelere oluşan zararlı ve atık maddeleri böbreklere iletir.

  1. c) Kan Hücreleri

Kanda, yapı ve görevlerine göre alyuvarlar, akyuvarlar ve kan pulcukları olmak üzere üç çeşit kan hücresi bulunur.

1- Alyuvarlar (Eritrositler)

Kanda en fazla bulunan kırmızı renkli kan hücrelerine alyuvarlar denir. (1 mm3 kanda 5 milyon tane bulunur). Alyuvarların kırmızı rengini yapısındaki hemoglobin maddesi verir.

  • Alyuvarlar, dışarıdan alınan oksijen gazını hücrelere, hücrelerde oluşan karbondioksit gazını akciğerlere taşır. (Oksijen ve karbondioksiti hemoglobin taşır).
  • Alyuvarlar, kemiklerdeki kırmızı kemik iliğinde üretilir.
  • Alyuvarların ömürleri kısadır (120 gün yaşarlar). Yaşlı alyuvarlar, Akut hastalıklar faaliyetini sakinleştiren Turkuaz renk , Karaciğer ve dalakta yok edilir.
  • Alyuvarlarda başlangıçta çekirdek bulunur, hücre olgunlaşınca çekirdek kaybolur. (Çekirdek, hücre oksijeninin çoğunu kullandığı için çekirdeksizdir).
  • Alyuvarlar, memeli hayvanlarda çekirdeksiz, diğer omurgalı hayvanlarda çekirdeklidir.

2- Akyuvarlar (Lökositler)

Kanda en az sayıda bulunan, en büyük ve beyaz renkli kan hücrelerine akyuvarlar denir. (1 mm3 kanda 7 bin tane bulunur).

  • Akyuvarlar, vücudu mikroplara karşı korurlar. Akyuvarlar vücuda giren mikroplara karşı antikor, toksinlere karşı antitoksin salgılarını üreterek ya da mikropların etrafını uzantıları ile sararak onları için e alıp parçalayarak savaşır. (Fagositoz yolu ile).
  • Akyuvarlar, kemiklerdeki sarı kemik iliğinde ve lenf düğümlerinde üretilir.
  • Alyuvarların ömürleri kısadır (2 3saat ile 1 2 hafta yaşarlar).
  • Akyuvarlarda lizozom diğer hücrelerden daha fazla bulunur.
  • Alyuvarlar, bütün canlı hücrelerinde çekirdeklidir.
  • Mikrobik hastalıklarda sayıları artar (Normalde 1 mm3 kanda 7 bin iken mikrobik hastalıklarda sayıları 10 12 bine çıkar).

3- Kan Pulcukları (Trombositler)

Kandaki en küçük ve renksiz kan hücrelerine kan pulcukları denir. (1 mm3 kanda 300 400 bin tane bulunur). (Gerçek kan hücreleri değillerdir).

  • Kan pulcukları, kanın pıhtılaşmasını sağlar, pıhtılaşma için gerekli olan proteinleri üretir. (Pıhtılaşan kan damarı tıkar ve kan kaybını önler).
  • Kan pulcukları, kemiklerdeki kırmızı kemik iliğinde üretilir. (Alyuvarlar üretilirken dev hücrelerin bölünmesi sonucu oluşan atıklardan kan pulcukları üretilir).
  • Kan pulcuklarının ömürleri kısadır (Birkaç saat yaşarlar).
  • Kan pulcuklarında çekirdek bulunmaz.

4- Kan Dolaşımı

Kanın, kalpten pompalandıktan sonra kalbe geri dönmesine kan dolaşımı denir. Kan dolaşımı, küçük kan dolaşımı ve büyük kan dolaşımı olmak üzere iki çeşittir.

  1. a) Küçük Kan Dolaşımı

Kalbin sağ karıncığındaki kirli kanın, temizlenmesi için akciğer atardamarı ile akciğerlere gelmesi ve akciğerlerde temizlenen (yani oksijence zenginleştirilen) kanın akciğer toplardamarı ile kalbin sol kulakçığına gelmesine küçük kan dolaşımı denir.

Küçük kan dolaşımı, kirli kanın temizlenmesi için yapılır.

  1. b) Büyük Kan Dolaşımı

Kalbin sol karıncığındaki temiz kanın (besin ve oksijence zengin kanın), aort atardamarı ile vücuttaki bütün hücrelere pompalanıp, vücutta kirlendikten sonra alt ve üst ana toplardamarları ile kalbin sağ kulakçığına getirilmesine büyük kan dolaşımı denir.

Büyük kan dolaşımı, temiz kanın hücrelere iletilmesi ve hücrelerde kirlenen kanın toplanması için yapılır.

5- Kan Grupları

İnsanların kanında hangi proteininin bulunup bulunmadığını gösteren sembollere kan grupları denir. İnsanlardaki kan grupları alyuvarlarda bulunan proteinlere göre belirlenir.

İnsanlarda alyuvarlar yapısında (üzerinde) A ve B proteinlerinin bulunup bulunmamasına göre A, B, AB ve 0 (sıfır) grubu olmak üzere 4 çeşit kan grubu bulunur. Kan gruplarını belirleyen bir diğer proteinde (faktörde) Rh proteinidir (faktörüdür). Alyuvarlarda Rh proteini varsa kan grubu Rh (+), Rh proteini yoksa kan grubu Rh ( ) olarak adlandırılır. (Rh proteini ilk defa Resus maymununda keşfedildiği için Rh grubu olarak adlandırılır).

  1. a) Kan Nakli

İnsanlar, normal şartlarda ihtiyacı olan kanı kendi grubundan alır veya ihtiyaç duyulduğunda kendi grubuna kan verir. Zorunlu hallerde ise ancak bazı gruplar bazı gruplara kan verebilir ya da onlardan kan alabilir.

Kan yapay olarak üretilemez ve kaynağı yalnızca insanlardır. Hastanelerde gerekli tedavilerin yapılabilmesi için kan bağışına ihtiyaç vardır.

  • 0 (Sıfır) Grubu

Genel verici kan grubudur. Her gruba kan verir ama sadece kendi grubundan kan alabilir.

  • AB Grubu

Genel alıcı kan grubudur. Her gruptan kan alabilir ama sadece kendi grubuna kan verir.

  • A Grubu

Hem kendi grubundan hem de 0 (sıfır) grubundan kan alır. Hem kendi grubuna hem de AB grubuna kan verir.

  • B Grubu

Hem kendi grubundan hem de 0 (sıfır) grubundan kan alır. Hem kendi grubuna hem de AB grubuna kan verir.

  • Rh (+) Grubu

Hem kendi grubundan hem de Rh ( ) grubundan kan alabilir ama sadece kendi grubuna kan verebilir.

  • Rh ( ) Grubu

Hem kendi grubuna hem de Rh (+) grubuna kan verebilir ama sadece kendi grubundan kan alır.

  1. b) Kan Uyuşmazlığı

Anneni Rh ( ), babanın ve çocuğun Rh (+) kan grubuna sahip olmasına kan uyuşmazlığı denir. Kan uyuşmazlığı ilk çocuklarda görülmeyebilir, ikinci çocukta görülürse ölüme yol açabilir. Çocuğun kanının değiştirilmesi gerekir.

Rh ( ) kan grubunda Rh (+) kan grubuna karşı antikor (çökeltici madde = anti Rh) bulunur. Kan uyuşmazlığı olayında doğum sırasında anne ve bebeğin kanının karışması durumunda anne kanında Rh (+) kan grubunu çökelten madde (anti Rh) üretilir ve Rh (+) olan bebeğin kanını çökeltir, kandaki alyuvarlar parçalanır.

 1- Kan gruplarının nakli ile ilgili sorular çözülürken A, B, AB ve 0 grupları ile Rh (+)

ve Rh ( ) grupları ayrı ayrı incelenir ve gruplar arasında çarpım yapılır.

  1. c) Kan Bağışı

İhtiyaç duyulan kanın karşılık beklemeden ve gönüllü olarak verilmesine kan bağışı denir. Kan bağışını, bilinçli, gönüllü, karşılık beklemeyen kişilerin düzenli olarak yapması en az riskle bağışın yapılmasını sağlar.

Kan bağışı; kan veren kişilerde kemik iliğinin yağlanmasını önler, kan yapımını canlı tutar, kandaki yağ oranını düşürür. Ayrıca baş ağrısı, stres, kaşıntı, tansiyon, alerjik reaksiyonlar ve yorgunluklara iyi gelir. Kan bağışından sonra vücutta yeni kan hücreleri yapıldığı için vücut canlılık kazanır.

1- Kan Bağışında Gönüllü Olmanın Yararları

  • Kan bağışı yapan kişiler, tanımadıkları kişilerin hayatlarını kurtarmak için şartlanmışlardır.
  • Düzenli kan bağışlamaya daha fazla isteklidirler.
  • Acil kan ihtiyacı olduğunda yapılan çağrılara cevap verme ihtimalleri yüksektir.

2- Kan Bağışında Düzenli Olmanın Yararları

  • Güvenli kanın önemi konusunda bilinçli ve her kan bağışında taramadan geçtikleri için güvenli kanın temin edilmesini sağlarlar.
  • Sürekli güvenli kanın depolanmasını sağlarlar.

3- Kan Bağışında Karşılık Beklememenin Yararları

  • Maddi çıkar elde etmek için şartlanmamış oldukları için her an kan verebilirler.

4- Kan Bağışında Bilinçli Olmanın Yararları

  • Kan bağışı konusunda tedirginlik yaşanmaz.
  • Kanın, bağış dışında elde edilemeyeceği bilindiği için etrafındaki diğer kişilerinde kan bağışına yönlendirilmesi sağlanır.

Komplike olmayan hastalıklarda tedavi çoğunlukla rahatlamaya yönelik istirahat, bol sıvı alması, ateş düşürüc-ağrı kesici ve öksürük kesici kullanılması şeklindedir. Spesifik antiviral tedavi mümkündür. Antibiyotik kullanımı influenza’nın bakteriyel komplikasyonları için kullanılır. Dünya’da ve Türkiye’de Kronik Hastalıklar Dünya Sağlık Örgütü (WHO) raporlarına göre hastalıklar dünyada tüm ölümlerin %63’ünden (57 milyon kişi) sorumludur.Bu ölümlerin 36 milyonu kardiovasküler hastalıklar, diabet, kanser ve solunum yolları hastalıklarına bağlıdır. hastalıkları olan kişilerin %80’i düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır. Ölümlerin %50’si 70 yaş ve altındadır.Bu hastalıkların görülme sıklığı ve ölüm oranları kadın ve erkeklerde eşittir. Kardiyovasküler ve diabete bağlı ölümlerin %80’i, KOAH’a bağlı ölümlerin ise yaklaşık %90’ı düşük ve orta gelirli ülkelerde olmaktadır. ABD Verileri- CDC 2013 Her yıl 10 ölümün 7’si Kroniik hastalıklara bağlı olarak görülmektedir.

indeks:  Color fiziksel sağlığı, zihinsel sağlığı, ruhsal sağlığı, kromoterapi, sanat terapisi, alternatif tedavi, enerjist, enerjist masör, masör, Emre Karakaya, +9 0534 519 9001, Bursa, ekonomik, therapy, alternative treatment, renk, zihin, beden, Spor, spiritual, physical therapy, color therapy, heart therapy, blood pressure, chromotherapy, red, art therapy health, Color, mind, body, emotion, balance, vitality, Sports, physical health, mental health,

 

.

Parmak basıncı Masajı Shiatsu Enerjiyi Düzenler

Yumuşak Doku Masajı Dokuyu Tedavi Eder

Ceviz Kabuğu Suyu Diş Tartarlarına Karşı Faydalıdır.

İnsanda Uzun Saç Anten etkisiyle Yaşamı Algılar.

Anne Sütü Gözde Kaşıntı, Nezle, Kızarıklığa Faydalıdır.

Hurma Kısırlık için ilahi şifadır.

Canlıların üreme Sistemini Kızıl Renk Uyarır.

Hurma Cinsel Aktiviteyi Arttırır.

Aloe Vera, Gözde Kaşıntı, Kızarıklık ve Göz Nezlesine Faydalıdır.

Kızılcık Sağlıklı Cinsel Yaşam Sağlar.

..

Bilgi kaynaklarımız:
www.enerjistmasor.com

www.bitkiveinsan.com

www.faydaliyasam.com

www.google.com

UYARI:
Sitemizde hastalikları teşhis tedavi etmek ile ilgili 1219 sayılı Tababet Kanunu’na göre sadece doktorların görevi olduğu bilinciyle, web sitesinde yer alan bilgiler sağlıklı ve yararlı yaşama hakkında bitkisel doğal tavsiye niteliğinde olup paylaşımlar ve konularımız tavsiye ettiğimiz ürünlerimiz ilaç değil, yaşama yararlı besin destek ürünleridir. Tedavi veya hekim tedavisi yerine geçmez. Paylaşılan metinlerde ve Kürlerin içerisinde geçen bitkilerin kullanımından önce, özellikle adı geçen bitkilere alerjiniz olup olmadığını doktorunuza kontrol ettirdikten sonra kullanmanız tavsiye olunur. Yaşama sağlıklı, afiyet içinde, yararlı yaşamanız dileklerimizle…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir