Lenf ve Salgı Bezlerini Lacivert Renk Güçlendirir 9
Bunlara ek olarak, laciverdin yatıştırıcı ve dinlendirici yanından söz etmek de doğru olur. Bulunduğunuz ortamda veya kıyafetlerinizde laciverde gereğinden fazla yer vermenin yaratacağı olumsuz etkiler ise, yoğun bir depresyon hali veya toplumdan soyutlanmışlık duygusudur. . Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) Mavinin diğer koyu tonları gibi lacivert de, ruhsal ve fiziksel rahatsızlıkların giderilmesinde çok etkin bir yere sahiptir. Bu rengin en önemli etki alanı kaş chakrası bölgesinde bulunur.
Dolayısıyla da söz konusu chakrayla bağlantılı tüm fonksiyonların dengelenmesi ve bir düzene kavuşturulmasıyla ilgilidir. Göz, kulak, burun, sinir bozuklukları ve ruh hastalıklarına karşı. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) bazen İndigo mavisi de denir. Açık gecelerdeki gökyüzünün rengidir. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) merkezleri düzenli çalışan kişiler ruhen düzgündür, kuvvetli bir hafızaları vardır ve oldukça zekidirler Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) Mavinin diğer koyu tonları gibi lacivert de, ruhsal ve fiziksel rahatsızlıkların giderilmesinde çok etkin bir yere sahiptir. Böylece tüm organlar, dokular ve hücreler enerjilerden eşit olarak faydalanır, insanı ayakta tutan bütün bu sistemler ve organlar, belirli renklere karşı duyarlıdır.” dedi. Renklerin çevrelerine yaydıkları titreşimlerin, vücudun elektromanyetik ışınımıyla doğrudan etkileşim içinde olduğunu anlatan, “Bu titreşimler, çakralar tarafından emildikten sonra, direkt olarak omurgalara iletilir. Daha sonra sinirler yardımıyla gerekli organlara ve dengesi bozulan sistemlere taşınır. Bu sayede, fiziksel rahatsızlıklara yol açabilecek duygusal ve zihinsel şikâyetler en aza indirilir” dedi.
İnsanı renklerle yudumlamak Güneşin rengarenk olan doğumunu cümleleri ile içimize sindirdikten sonra, şimdi de maviliklere doğru bir göz gezdirelim isterseniz. Okyanuslar ve denizler hep mavi mavi masmavidirler. Önce cam gibi parlak, berrak, temiz bir mavi. Derinlik arttıkça koyu mavi ve en derin olan yerlerde, yani ışığın bile girmek için okyanustan izin almasının gerektiği yerlerde ise, alabildiğine gizemli ve belki de ürkütücü olan mavinin siyahlığı, masmavi bir siyahlık ya da koyu lacivertlik söz konusudur. Aynen camın beyaz olmasına karşın, üst üste koyulan beyaz camların sonradan yeşile çevrilmesi ve arkasını göstermeyen ve görüntüyü yansıtan bir ayna parlaklığı biçimine dönüşmesinde olduğu gibi. Aslında yeşil ve mavi renkler, suyun serinliği ile gök yüzünün derinliğini bize telkin etmektedirler. Bu nedenle huzur ve rahatlık hissi veren bu renkler, eşyaları olduklarından küçük ve uzak gösterirler. Mavi ve yeşilin koyulaşması ise; ürkütücü derinliğe, büyüklüğe ve belki de korkudan / endişeden doğacak olan sıkıcılığa da kapı açabilir zaman zaman.
Dağları boyayan ressam, genellikle kahverengi ile özdeşleştirir o yükseklikleri. ?Dağ ne kadar yüksek olursa olsun yol onun üzerinde geçer? diyen Yunus Emre de; belki, ?uzun ince bir uğraş? sonucu kolaylıkla kahverenginin üzerinden aşacakların öğretmenler olduğunu ifade etmektedir. Toprak da kahverengi ile ifade edilir hep. Orta Doğu ülkelerinde toprak gibi sessiz ve örtücü olan insanlara ?Toprağın babası? anlamında Ebu Turap? derler!. . Kahverengi toprak değil midir bütün kirlerimizi örten, ölülerimizi sarıp sarmalayan ve içine alan sonsuza dek. Yediklerimizin yetiştirilme merkezi de topraktır her zaman. ?Gözünü toprak doyursun? demez miyiz kızdığımız aç gözlülere Kan kırmızı diye satılır karpuz ve domates pazarlarda. Hem de her domates satıcısının, pazar yerindeki tentesinin genellikle kırmızı olması ile tam da bir uyum içinde.
Kanımızca, renkler hiçbir şekilde bireyi ikincil derecede bırakacak kuvvette olmamalıdır. Renkler kişinin cilt rengine, vücut yapısına, kişiliğine ve kendi özelliklerine göre seçilmelidir. Elbette bu seçim yapılırken güzel olan taraflar ortaya çıkarılmalı, buna karşılık aksaklık gibi algılanabilecek olan noktalar da renk oyunları ile gizlenmelidir. Parlak olan renkler resmi olmayan partiler ve spor kıyafetler için uygunken; yumuşak, koyu ve mat renklerin ise resmiyet hissi uyandırdığı bilinmelidir. Yolculuk sırasında, sokaklarda salaş bir şekilde dolaşırken veya polisin bir kişiyi sivil olarak takip ettiği durumlarda; elden geldiğince az dikkat çeken ve yumuşak renklerle uyum sağlamış bir kıyafetin seçilmesinde sayısız yararlar vardır. Renkler her zaman kişiliği tamamlamaktadır / tamamlamalıdır. Bir kişi hakkında değerlendirme yaparken, onun kullandığı renkleri gözlemleyerek genellikle doğru bir fikir sahibi olabiliriz. Dinamik, canlı bir kimse, canlı ve parlak kontraslarla kendini ortaya koyarken, daha az canlı olanlar ise yumuşak renklerle uyuşurlar.
Yukarıdaki bu genel değerlendirmelerimizden sonra, şimdi de polisin amir ve memurlarının, daha etkin bir iletişim kurmaları bağlamında, her rengi ayrı ayrı ve biraz daha derinlemesine incelemeye çalışalım. Kanımızca, polisin etkin iletişiminde, kurulan ilişkilerden her zaman haklı çıkması ya da haklı olması başlı başına nihai bir amaç değildir. Aksine polisin her iletişiminde ve kurduğu ilişkilerinde mutlu olunması ve istenilen sonuca kavuşulmasına çalışması, gerçekten de en önemli bir anahtar unsurdur ki, renklerin dili de bu anlamda katalizör görevi gören bir olgudur.
Şimdi bu makaleyi okuyan herkes bir an için kendisini bir holding sahibi olarak düşünsün ve kendi şirketine bir güvenlik müdürü alacak olsun. Gazetelere bu konuyla ilgili günlerce verilen ilanlardan sonra, başvuru yapmış kişilerle bire bir yapılan görüşmelerde şu masum soruyu yöneltiliyor olsun; ?. Sizin CV?nizi inceledik. Gerçekten de başarılı bir insansınız. Sizi güvenlik müdürü olarak şirketimizde görmek isteriz. İlk planda da 5000 dolar bir aylık vereceğiz. Ayrıca size bir de 2000 model BMW araba vermeyi düşünüyoruz. Bu makam arabası şeklinde değil de, sizin kendinizin süreceği, sürekli sizde kalacak olan ve fakat bütün masraflarının şirketçe karşılanacağı bir araç olacak. Acaba ne renk bir araba isteriniz?. Oldukça masum bir şekilde sorulmuş olan bu soru, aslında soruyu yanıtlayacak olan kişinin karakter tahlilinin yapılmasına aracılık edecek olan, profesyonelce hazırlanmış bir (puşt) sorudur. Ve verilecek her yanıta göre, farklı farklı değerlendirmelerin yapılması söz konusu olur denilebilir dedikten sonra şimdi de gelin renkleri tek tek incelemeye başlayalım.
Ekranda gördüklerimizin renkleri & kıyafetleri Tüm dünyada sanatçılardan politikacılara kadar pek çok meslek grubunda çalışanların profesyonel anlamda ?imaj danışmanları?ndan yardım aldıkları bir iletişim çağında yaşamaktayız. Görüntü, sözlü-sözsüz iletişim, protokol kuralları ve bunların püf noktaları ile ilgili konularda uzmanlaşan ve renklerle dans ederek, en uyumlu / en verimli ortamı sağlayacak şekilde bunlarla oynayabilen kişilere imaj danışmanı denilmektedir ki kanımızca her polis amiri de bir anlamda imaj danışmanıdır / olmalıdır. Böylesi bir imaj danışmanın yardımları ile yapılacak olan bir renk analizi sonrasında, ele alınan kişinin giyim ve makyajı konusunda o bireyin kişiliğine en uygun olan bir tarzın yaratılması söz konusu olmaktadır ki böylesi bir çalışmanın üzerinde gerçekleştirildiği kişiler, hem kendilerini çok daha profesyonel hissetmekte, hem de kendi kendilerine daha da fazla güven duymaya başlamaktadırlar.
Siyah insanlar olayları kendi süzgeçlerinden geçirip değerlendirirler ve sistemlere uymayan şeylere karşı büyük direnç gösterirler. Bu sessiz bir karşı koymadır, büyük reaksiyonlardan önce gizli inatçılık güderler. İnandıkları şeyler için sonuna kadar uğraşır ve asla yılmazlar, ancak ifadelerinde hep bir parça yakınma, hüzünlenme ve hayıflanma saklıdır. Yoğunlaşma, Telepati, Büyü, Şüphe, Hayvanlar Kahverengi, yeryüzü, toprak ve bir anlamda da dünyanın bereketliliğini temsil eder. Ev hayvanları, hayvanlarlada bağlantılıdırlar. Kayıp eşyaların büyü yolu ile bulunmasında, telepati ve tanıdıkların korunmasını temsil eder. Negatif anlamda kararsızlık, şüphe, enerji emmeye kadar anlamlar ifade edebilir. Kahverengi insanlar tanıdıklarına çok bağlıdırlar ve onları korumaya çalışırlar. Ev hayvanlarını sever ve bakarlar. Telepati özellikleri vardır. Koyu kahverengi kişiliklerde aşırı şüphe ve her konuda kararsızlık görülür ve genelde eneji tüketirler. Yeşil Para, Şans, Hırs, Tutuku, Kıskançlık, Büyüme Genel anlamda: Parayı şansı, finansal alanda başarı, bereketliliği, hasadı ve iş birliğini temsil eder. Yeşil toprak elementinin rengidir ve gezegenimizin bereket ve verimliliğinin yanısıra hayatın kendisini temsil eder. Kişilik Dengeli ve oturmuş, tabiatla barışık ve bağlantılı bir kişiliği temsil eder. İş ortamlarında grup çalışmalarına yatkındırlar, hırslıdırlar ve parasal anlamda şansları yüksektir. Hayırsever ve iyileştirme gücüne sahiptirler. Biraz kıskançtırlar. Koyu yeşil kişilikler uyumsuzluk, aşırı kıskançlık ve aşırı tutku gösterebilirler. Koyu mavi kişilikler içine kapanık, korku, endişe ve ihtiyatlı olma ihtiyacı hissederler, çok değişken tepkisel, depresif ve boyun eğici davranabilirler. Temel Chakra Bel kemiğinin alt kısmında yer alır. Bu chakranın rengi, kırmızı’dır. Temel chakranın görevi insana hayat veren yaşam enerjisinin akordunu kontrol etmektir. Dalak Chakrası: Bu chakra daha çok böbrek üstü bezleri ve böbrek merkezindeki splenik merkezle ilintilidir. Rengi Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi)’dur. Vücuda fiziksel açıdan, hayat enerjisi ve coşku sağlar. Bunu da sevgiden ve gıdalardan elde ettiği hayat enerjisi ile yapar. Güneş sinir ağı Chakrası: (Solar pleksüs) Böbrek bölgesi ile göğüs kafesi arasında yer alır. Sinir sistemi, karaciğer ve pankreas ile ilgili önemli organları yönetir. Rengi sarı’dır. Kalp Chakrası: Bu chakra, kalp ve kan dolaşımı üzerinde otorite kurmuştur. Yeşil renktedir. Boğaz Chakrası: Boynun alt kısmında bulunur. Metabolizmada denge sağlayan tiroid ve paratiroid bezleri ile ilintilidir. Bu chakranın sağlıklı çalışması halinde duygu ve fikirlerimizi rahatlıkla ifade edebiliriz. Rengi mavi’dir. Alın Chakrası: Beynin alt kısmında yer alır ve Endokrin bezlerinin fonksiyonlarını kontrol altında tutar. Vücudun bütün olarak faaliyet göstermesi bu chakra ile ilintilidir. Uyku durumunu ayarlar. Zihni dinlendirir. Görme, duyma, koku alma duygularını canlı tutar. Çivit mavisi renktedir. Taç Chakra: Beyin ve pinael bezlerinin fonksiyonlarını idare eder. Pinael bezler, derimize renk veren melatonin hormonunun dengesiyle ilgilidir. Ruh durumumuz bu chakra ile direkt ilgilidir. Taç chakra, mor, eflatun, menekşe ve macenta renkleriyle çalışır. Yeşil sakinleştirir. . mavi huzur verir. . sarı enerji sağlar. . Renklerle ilgili bilmediğimiz çok fazla şey var aslında. Artık çağımızda doğal terapilerde renklerin gücü kullanılıyor. Ve bedenin dengesini sağlamadan tutun, ruhsal rahatsızlıklara kadar bir çok alanda renkler derman olabiliyor. Her gün üzerinize giydiğiniz giysilerle ilgili olarak, onların size “yakışıp yakışmadığını” söyleyen dostlarınız, aslında farkında olmadan o giysinin renkleriyle ilgili yorum yaparlar. Kırmızı bir bluz giymişseniz, “Seni açmış” diyebilirler. Üzerinizde mavi varsa, “teninle uyum sağlamış” gibi bir yorum yapabilirler. . Ve bütün bu yorumlar esas olarak, renklerin yansıttığı o enerjiden kaynaklanıyor. Yani seçtiğiniz renkler, bir anlamda. sizin ruh halinizi de yansıtıyor. Doğal bir ortamı özleyip, “bir kafamı dinleyemedim” diye hayıflandığınızda, aslında hep “masmavi bir deniz” düşler pek çok insan. Yani dikkatinizi çekerim; asıl olarak düşlenen, denizin “masmavi” olanı. .
“Doğal terapi” Sonuç olarak, bir yemyeşil doğa parçasını da seyretsek, bir deniz kenarının bize “iyi geldiği”ni de söylesek, burada bir “doğal terapi” söz konusu. Yeşil rengin insanı rahatlattığı, . morun dengeyi gerçekleştirdiği, denizin mavisinde ise huzurun bulunduğu gibi tanımlamalar, renklerin anlamını ve etkisini kendine iş edinmiş uzmanlar tarafından uzunca bir süredir ifade ediliyor. Artık, “renk terapisi” bir çok uzmanın kullandığı bir yöntem. Yeni tanışmalarda şuna da dikkat ettiniz mi, bilmiyorum: İlk karşılaşmalarda insanın karşı tarafa yaydığı enerjinin baş aktörü de renk! Dolayısıyla, ilk randevuda, karşısına simsiyah elbiselerle gelen bir insanın daha ilk dakikadan itibaren huzursuzluğunu anlayabiliyor bir renk terapisti. Çünkü siyah, genellikle (Baştan ayağı simsiyah giyilmişse eğer) karamsarlığın da rengi.
Ruhsal ve fiziksel olarak sağaltıcı etkisi var. Peki renk terapisi nedir? Bedenimizin metabolizmasında sağlıklı bir akış sağlamak ve birtakım dengesizlikleri ortadan kaldırmak için renklerden yararlanma”. Özü bu renk terapisinin. Onların insana verdiği farklı enerjileri var ve renk terapistleri bu “enerjilerin” farkında. Aslında bizler de, aldığımız bir hediyede, ya da taktığımız bir takıda renk seçerken farkında olmadan ruh halimizi yansıtıyoruz. Elimizin gittiği rengin bir anlamı var çünkü. Renkler sadece ruhsal anlamda iyi gelmiyor, bir çok hastalığı sağaltmada da onların enerjisinden yararlanılıyor. Bazı uzmanlar, bedenin hasta bölgesine renkli ışık vererek, kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlamayı amaçlıyor. Hiç düşündünüz mü? Bazı renkleri sever ve bazı renkleri ise itici buluruz. Niçin böyledir bu tercihlerimiz? Neden farklıdır ve neden her insana adeta özeldir. İnsanın doğası her açıdan çok komplike olmasının yanında ihtiyaçlarına göre ve yaratılışına uygun bir çok değişimi kendi içinde barındırmaktadır. Her insanın sevdiği, ve hatta kendisi ile özdeşleştirdiği renkler vardır. Hani hepimiz biliriz ”zevkler ve renkler tartışılmaz” diyerek bazılarımızın diline neredeyse pelesenk olmuş bir cümle geliştirmişizdir. Zaman zaman farklılıklarımızı bu cümleyi kullanarak aşmaya çalışırız.
Renkler bizim için hem tedavi amacıyla ve hem de kendi kişilik özelliklerimizin tespiti açısından önemlidir. Bugün artık ülkemizde son yıllarda renk terapisi giderek yaygınlık kazanmaya başlamış ve bu yolla insanın enerji bedeninde ihtiyacı olduğuna karar verilmiş bölgelerine zihinsel yöntemlerle ve daha başka metodlarla bu renk terapileri yapılmaya başlanılmıştır. Sadece ihtiyacı olduğuna karar verilmiş bölgelere uygulanılmasının dışında insan aurasının düzeltilmesi, beyinde alfa dalgası hakimiyetinin oluşturulması, sindirim sorunlarının tedavisinde, zihinsel performansın arttırılmasında, kişinin psikolojik ve ruhsal dengesindeki dalgalanmaları ortadan kaldırmak amacıyla kullanımı hızla artmaktadır. Renklerin şifadaki anlamları ve tercih edilme sebepleri
Her renk bedendeki bazı rahatsızlıkları ortadan kaldırmak için kullanılma potansiyeline sahiptir. İyileşmenin sayısız farklı yollarından sadece birisidir renkler ve aslında en doğalıdır da. Kullanmayı bilmeli ve bunu bilimsel gerçeklikleri göz ardı etmeksizin yapmalıdır. Renkleri değerlendirmeyi becermek ve olabildiğince onların gücünü şifayı elde etmekte kullanmak için insanın sessiz ve sakin rahatsız edilmeyeceği bir ortamda sadece zihnini kullanması yeterli olmaktadır. Başlangıçta teknik her ne kadar kolay olsa da belki uygulayıcının kendisini yaptığı işe tam konsantre edememesine bağlı olarak iyi sonuçlar alınmayabilir. Uygulamaya devam edildikçe bir çok insan oldukça anlamlı sonuçlar elde etmekte gecikmez ve renklerin şifa verici etkisini deneyimleme imkanına kavuşur.
Uygulamanın pratik olarak anlatımı bir başka yazının konusudur. Biz şimdilik renklerin ne anlama geldikleriyle ilgili sizlere kısaca bilgiler vermek istiyoruz.
Çakraları etkiliyor Kendine özgü bazı iyileştirici özellikleri bulunan renkler, direk olarak çakralarımızı da etkiliyor. İnsan bir takım ruhsal sorunlarla boğuştuğu anda, ilk önce çakraların bloke edildiğini söylüyor uzmanlar. Dolayısıyla, denge sorunu bulunan bu noktalar bir çok hastalığa neden oluyor. Çakralarda enerji blokajları meydana geliyor bu durumda. İşte buna son vermek amacıyla, renkler de bazı olumlu etkiler sağlıyor. Renk terapisi ile bedenin bozulan dengesi değiştirilebiliyor. Uzmanlar bu sağaltım sırasında renklerin etrafa bir “titreşim” yaydığını belirtiyorlar. Renk gözlüğü ile tedavi Bedenimizin “elektromanyetik yapısı”nı, renklerin direk olarak etkilediğini vurguluyorlar. Doğal Terapi Uzmanı Işık Kırgız, yıllardır renk terapisi uyguluyor. Kırgız’ın “renk terapisi” hakkında verdiği bilgi ise şöyle: “Renklerden yayılan titreşim, bedenimizdeki elektromanyetik yapı ile etkileşim halindedir. . Renklerin titreşimleri çakralar tarafından emilir. Sonra, omurgalara iletilirler. Omurgalara ulaşan titreşimler, sinirler yardımıyla ihtiyacı olan uvuzlarımıza ve denge sorunu olan sistemlere taşınırlar. Bu akışın ardından, bedenin bir takım duyusal ve zihinsel şikayetleri azalır” Renk terapisi çok farklı yöntemlerle gerçekleştiriliyor. Son yıllarda çok gelişme gösteren bu terapide, bazı merkezlerde yardımcı bir alet kullanılıyor. “Renk gözlüğü? adı verilen bu aleti ilk kez Ruslar bulmuş. Gerçek gözlüğe biraz benzeyen bu alet, aynen gözlük takar gibi gözünüze yerleştirdiğinde, bedenin gereksinimi olan renk veya renkler belirlenebiliyor.
Renkler İşinizi Kolaylaştırıyor. İş yaşamında renklerle doğrudan ilişkide olduğumuz diğer bir alan, kullanılan dokümanlardır. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) dokümanlarda kullanılan renkler ve şekiller, şirket hakkında bilgi verirken dokümanda yer verilen konuya ilgiyi yoğunlaştırır. Renkler, yaşamımızda tahmin ettiğimizden daha önemli bir yere sahiptir. Gerek günlük yaşamda gerekse iş yaşamımızda renklerin önemini yadsıyamayız. İş yaşamımızda renklerin önemini birkaç kategoride ele alabiliriz. Giyim tarzımızın ve kıyafetlerimizin iş hayatımızı etkilediği gibi bulunduğumuz ortamın renklerinin de motivasyonumuzu doğrudan etkilediğini göz ardı edemeyiz. Ofislerde aydınlık renkler daha verimli çalışmamızı sağlarken, karanlık, loş odalarda çalışanların verimlerinin çok daha düşük olduğu bir gerçektir.
Görüntüleri etkili olarak sunabilirsiniz Görüntüleri sunmada renk sizin güçlü bir aracınızdır. Renklerin etkileyici kullanımıyla belgenizden iletmek istediğiniz özellikleri; güç, içtenlik, güvenilirlik vs. görüntüye verebilirsiniz. Psikolojik olarak okuyucuyu dilediğiniz tarafa yönlendirebilirsiniz. Her renk farklı psikolojik etkiye sahiptir. Bunları ustalıkla kullanarak okuyucularınızı arzuladığınız yöne götürebilirsiniz. Sonuç olarak, belgelerinize renk eklemek size daha ikna edici ve etkili bir iletişim sağlayacaktır. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi)ler belgelerinizi farklılaştırır Dikkati ana noktalara çekmek için, belgenizin özel bölümlerini uygun bir renk kullanımıyla vurgulayabilirsiniz. Ayrıca, renkleri etkili bir şekilde kullanarak benzersiz ve özgün belgeler yaratabilir ve okuyucularda iyi bir izlenim bırakabilirsiniz. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi)lerin insan davranışları üzerindeki etkilerini göz önüne alırsak, dokümanları bu doğrultuda tasarlayabilirsiniz. İş hayatında kritik noktalarda ve karar verme sürecinde etkili belgeleri yine renkler vasıtasıyla düzenleyebilirsiniz.
Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi)lerin hikayesi, insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar, önce mağaraları ve duvarları, sonra yüzlerini ve vücutlarını, sonra da yaşadıkları iç mekanları ve kullandıkları objeleri boyamaya, renklendirmeye başlamışlardır. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi)ler, tarihsel gelişimi içinde; dini ritüellerde, doğum, ölüm, kutlama, kutsama ya da veda ve yas törenlerinde, bazen korunmak için, bazen korkutmak için, bazense gizlenmek için, güzelleşmek, etkilemek için, kimlikleri tanımlamak için, zaman zaman da şifa için kullanılmıştır. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi)lerin Oluşumu Renk, ışığın değişik dalga boylarının gözün retinasına ulaşması ile ortaya çıkan bir algılamadır. Bu algılama, ışığın maddeler üzerine çarpması ve kısmen soğurulup kısmen yansıması nedeniyle çeşitlilik gösterir ki bunlar renk tonu veya renk olarak adlandırılır. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) Tüm dalga boyları birden aynı anda gözümüze ulaşırsa bunu beyaz, hiç ışık ulaşmazsa siyah olarak algılarız. İnsan gözü 380nm ile 780nm arasındaki dalga boylarını algılayabilir, bu sebepten elektromanyetik spektrumun bu bölümüne görünen ışık denir. Renkler için genelde kulağımızla duyduğumuz ince ve kalın ses analojisi yapılsa da, ses algısının aksine aynı anda gelen ışık frekansları değişik kanallardan algılanamaz (başka bir deyişle göz frekans analizi yapamaz), dolayısıyla aynı anda ince ve kalın sesleri birbirine karıştırmadan duymamıza karşın gözümüz için bu ‘çok seslilik’ söz konusu olmadığından değişik ışık frekanslarının sadece kombinasyonlarını algılayabiliriz. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) bu prensibi açıklamak veya pratik uygulamalarda kullanmak için çeşitli renk modelleri geliştirilmiştir.
Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) Doğada kırmızı, sarı ve mavi olmak üzere 3 ana renk vardır. Bu renklerin birbirleriyle ikili olarak eşit oranda karıştırılmasıyla da Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi), yeşil ve mor ara renkleri elde edilir. Bu renklerden diğer renkler türetilir. Farklı renklerin farklı oranlarda karıştırılmasıyla birbirinden farklı milyonlarca renk oluşur. Renkler Bizi Çağırıyor. Renklerle yaşarız hayatı. Duvarlarımızın, eşyalarımızın, çantamızın ya da kahve kupamızın bizi yansıtsın isteriz. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) O günkü ruh hâlimize göre giyiniriz fıstık yeşillerini, koyu kahveleri, vişne çürüklerini. Tatil düşlerimiz turkuaz mavisi, aşkımız pembedir. İş yerini canlı renklerle tasvir edenimiz çok azdır. Peki, başımızı çevirdiğimiz her şeyle bu kadar ilişkiliyken, acaba renkleri doğru kullanabiliyor muyuz? Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) Doğrusuyla yanlışıyla kullandığımız renkler hayatımızı ne kadar etkiliyor? Renk, ışığın değişik dalga boylarının gözün retina tabakasına ulaşması ile ortaya çıkan bir algılamadır. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) Bu algılama, ışığın maddeler üzerine çarpması ve kısmen emilip kısmen de yansıması nedeniyle çeşitlilik gösterir ki bunlar farklı renkler ve farklı tonlar olarak algılanır. Günümüzde renkler, fiziğin ve optiğin olduğu kadar, inşaat, iç mimari ve dekorasyon dallarının, psikolojinin ve antropolojinin, satış, reklam ve pazarlamanın araştırma alanları arasında da yer almaktadır.
Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) kırmızı kadar olmasa da enerji ve heyecan veren bir renktir. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) seviyorsanız cesur ve maceracı bir kişiliğe sahipsiniz demektir. Bu rengin insanları gülmeyi ve güldürmeyi severler. Svadhishtana ya da kuyruk sokumu chakra’sı Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) enerjiyi emer; idrar sistemine, cinselliğe ve üremeye bağlıdır. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) neşenin ve eğlencenin rengidir. Ne zaman giymelisiniz? Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) yaşama zevkini, aşkı ve kişisel motivasyonu artırır. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) sorunlarınızı çözmeniz zor gözüküyorsa Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi)dan kaçının. Ne yemelisiniz? Yumurta sarısı, havuç biber, balkabağı ve portakal hava kirliliğine ve güneş yanığına karşı korur. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) ışın ikinci enerji merkezini kontrol eder. Bu rengin beden içinde en etkin olduğu yer, adele sistemidir. Dalak, pankreas, mide, bağırsak ve böbrek rahatsızlıklarında Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) tedavi amacıyla kullanılabilir. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi)nun aşırı kullanımı, sinir sistemini olumsuz yönde etkiler. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) bu nedenle onun tamamlayıcı rengi olan maviyi de beraberinde kullanmak gerekir. Rengin gerçekte ne olduğunu ve bizi her açıdan, ne kadar etkilediğini hiç düşündünüz mü? Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) eğer renkler, fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal dünyamızı derinden etkileyebilme gücüne sahiplerse, onları hayatımıza mutluluk getirmek veya sağlığımızı düzeltmek için kullanabilir miyiz? Bütün bu soruların cevaplarını öğrenmeye çalışacağız.
Bir kuru dala bile hasret kalmış dişil enerji oracıkta bırakıverir tüm cesaretini ve üretim gücünü. Çiçeklerin ve renklerin eş duygu durumları için hazırlanmış preparatlarını sabah, akşam dil altınıza damlatmak ve akşamları ılık bir banyodan sonra kendi başınıza bile yapabileceğiniz birkaç basit masaj tekniğini uygulamak şifa kanalınızı açmanızı sağlar. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) (kromaterapi) kaç seanstan oluşur? Renk terapisi, ilk konsültasyondan sonra, bu konudaki farkındalığınızı geliştirmeyi ve renkleri yaşamınıza nasıl katmanız gerektiğini öğretmeyi amaçlayan 5 seanslık bir çalışma paketi ile başlar. Konsültasyon, terapistinizle aranızda geçen özel görüşmedir; rahatsızlıklarınızı dile getirir, size sorduğu soruları cevaplayarak neden terapiye ihtiyaç duyduğunuzu anlatırsınız. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) yine bu seansta terapistinizin vereceği bazı testleri çözersiniz ve terapistiniz bunu analiz eder. Ayrıca terapistiniz Bach çiçek kartları ve renk likit (sıvı) preparatlarıyla (kullanıma hazır duruma getirilmiş karışım, müstahzar) yapılan meditasyon çalışması hakkında da bilgi verir size. Bu, farkındalığınızı arttırmak için her seansta gerçekleştirilen bir çalışmadır. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) her seans ortalama 90-180 dakika sürer. İkinci seansta, Bach çiçekleri analizi üzerinde durulur; bu hem sizin hem de terapistinizin işini kolaylaştırır. Bazen kendimize bile dürüst olamıyoruz. İlk terapi seansında gerçekleştirilen Bach çiçekleri testi bu açıdan önemli. Bach çiçek kartları yardımı ile cevaplayacağınız 100 adet sorudan oluşan bu test sayesinde çiçeklerin titreşimlerine merhaba dersiniz. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) yine ikinci seansta, terapistiniz size çiçek özleri likit preparatlarını nasıl kullanacağınızı anlatır. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) Çiçeklerin sizde nasıl tepkiler uyandırdığını hissetmeye odaklanır ve bu konuda notlar alarak çalışmayı sürdürürsünüz. Halsizlik, burun akıntısı ya da görmediğiniz rüyalar gibi küçük reaksiyonları (tepkime) dikkate alarak çiçeklerle aranızdaki iletişimi keşfetmeniz önemlidir. Lenf ve salgı bezlerini güçlendiren lacivert renk (Kromoterapi) Tedavinin seyrini görebilmek için 21 günlük ilk kürü düzenli uygulamanız gerekir. Üçüncü seansta, renk meditasyonu ve çiçek nefesi çalışmaları gibi eğlenceli, canlandırıcı egzersizleri öğrenir ve uygulamaya başlarsınız.
indeks: Color therapy, zihinsel sağlığı, ruhsal sağlığı, art Iherapy, alternative treatment, renk, zihin, beden, duygu, denge, canlılık, Spor, fiziksel sağlığı, stres, kas, Doku, Enerji, Ezoterik, çarka, Homeopatik, color, Renk Meditasyonu, Renk terapisi, sanat terapisi, alternatif tedavi,
.
incir sperm arttırıcı özelliği Mevcuttur. Aile’nin Mutluluğudur.
http://faydaliyasam.com/ceviz-kabugu-suyu-dis-tartarlarina-karsi-faydalidir/
—–
—–
—-
.
Bilgi kaynaklarımız:
www.enerjistmasor.comUYARI:
Sitemizde hastalikları teşhis tedavi etmek ile ilgili 1219 sayılı Tababet Kanunu’na göre sadece doktorların görevi olduğu bilinciyle, web sitesinde yer alan bilgiler sağlıklı ve yararlı yaşama hakkında bitkisel doğal tavsiye niteliğinde olup paylaşımlar ve konularımız tavsiye ettiğimiz ürünlerimiz ilaç değil, yaşama yararlı besin destek ürünleridir. Tedavi veya hekim tedavisi yerine geçmez. Paylaşılan metinlerde ve Kürlerin içerisinde geçen bitkilerin kullanımından önce, özellikle adı geçen bitkilere alerjiniz olup olmadığını doktorunuza kontrol ettirdikten sonra kullanmanız tavsiye olunur. Yaşama sağlıklı, afiyet içinde, yararlı yaşamanız dileklerimizle…
—–
—–