Kronoterapi Portakal Rengi Göze Doğal Uyarıcıdır 3

Kronoterapi Portakal Rengi Göze Doğal Uyarıcıdır 3

insan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk yine AKUT çalışanlarının Adapazarı, İzmit ve Gölcük de olan depremler sırasında, üzerlerine giydikleri tulumları da hep portakal rengiydi ki; bu renk elbiseleri ile Akutçular çevredekilerce kolaylıkla görülmekte ve büyük bir kalabalığın içinde bulunsalar bile kolaylıkla fark edilmekteydiler.

Doğru giyim dediğimiz kıyafet seçimi her şeyden önce, doğru ortamda doğru giyinmiş olmayı gerektirir. Yani kişiler öncelikle ortama uygun giyim ve renkleri seçmelidirler. Ayrıca kişi kendi yapısına da uygun giyinmiş olmalıdır. Burada anlatmak istediğimiz, hem fiziksel özellikleri hem de hayata bakışı kapsayan bir durumdur. Fiziksel özellikler denilince insanın ten rengine uygun giyinmesi anlaşılır. Kişiler fiziksel özellikler bakımından aynı mevsimler gibi ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış olarak dört ten grubuna ayrılır. Koyu tenliler kış grubuna girer ve onların kışın seçmesi gereken renkler, lacivert ve siyahtır. Gömlek olarak da mavi tonlarını seçmelerinde yarar vardır. Sonbahar tipi denilen kişiler ise kahve ve yeşilin tonlarıyla iyi anlaşırlar. Amerika da birçok politikacının seçimleri kaybetmesinde doğru giyinmemelerinin rolü vardır. Finans kurumlarında veya bankalarda bizi yeşillerle , morlarla veya sarılarla karşılayan bir kişiye paramızı teslim etmekte zorlanırız. Genellikle böylesi durumlarda karşımızdaki kişinin üzerinde ciddiyeti temsil eden lacivertler, koyu maviler ve siyahlar görmek arzularız. Yine yoğun bir iş gününün ardından bir sanatçıyı dinlemek için bir yere gitmişsek orada da koyu takım elbiselerin içinde olan bir kişiyi görmek istemeyiz.

Bu bölümün girişinde satır başlığı olarak ifade ettiğimiz imaj danışmanlarına en çok gereksinim duyan kesimlerin başında hiç şüphe yok ki televizyon dünyasında çalışan ve ekrana her gün çıkanlar gelmektedir. Çünkü her gün milyonlarca insanın karşısına çıkan spikerler ve sunucular, eğer işlerine ve tiplerine uygun kostümler giyerlerse ve kıyafetlerindeki renklerle oynamasını bilirlerse, daha genç ve dinamik bir görüntü sergileyeceklerdir. Onların görüntülerinin ve kıyafetlerinin aşağıda irdelenmesi sonucunda, biz de kendi dünyamızda başkaları ile iletişim kurarken, doğru olan benzeri uygulamaları yapacak, yanlış olanları da onların örneklemelerinde görerek yapmamaya çalışacağız. Şimdi de ekranda en çok görünen spikerlerin kıyafet ve renkleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunalım. Renklerin verdiği mesajları, polisi tanıma ve tanıtma bağlamında kendine özgü ve içten cümlelerle özetleyen özel harekat amiri Ahmet Bağcı: ?..İnsan ne kadar da mükemmel bir makine! Renklerden, ifadelerden, bedenin hareketlerinden, kokudan; kısacası çevremizdeki her şeyden, ne de güzel şeyler anlıyor, hissediyor. Mutlu oluyor, onure ediliyor, esef duyuyor, tedirgin oluyor ve korkuyor… Bilmediğimiz ne kadar da çok şey var. Aslında öğrenmeyi arzulamıyor da değiliz. Fakat neyi nasıl yapacağımızı, kimden neleri nasıl soracağımızı bilmediğimizden, yol almamız bir hayli zor oluyor. Ah be Hocam!.. Hem bizim, hem de yetişen çocuklarımızın içinde ne cevherler var da, işlenmediğinden / eğitilmediğinden, sosyal bir cahil olarak şekilleniyor ve karnını doyurmaya çalışırken de hayatı noktalayan anlamsız insanlar oluyoruz. Bilgi toplumu polisi olma yolu na oldukça geç girmiş olsak da; insanlardan, renklerden, kokulardan zevk almaya ve (eski yaşantımla kıyasladığımda şimdilerde) araştırıp öğrendikçe daha da mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamaya başladım… Aracımın rengiyle, gözlerimin sesiyle vücudumun diliyle, mimik ve jestlerimle bu ülkenin yurttaşlarına hepinizi çok seviyorum ve size ?kurban olayım? diyorum Bilgi toplumunda, anlaşabileceğimiz, bir araya gelebileceğimiz, sevebileceğimiz, tolerans ile dinleyebileceğimiz bir dili, bir rengi kullanıyor olsak… Ve, siyahı-beyazı, sağı-solu ile ?kurban olayım? herkese, hepinizi çok seviyoruz desek … Yeter ki iyi şeyler yapalım, mutlu yaşayalım düşüncesini polis olarak bir şekilde ifade edelim de, bu hangi dil, hangi renk ile olursa olsun, ama mutlaka olsun..? demektedir.

Ağzın bal yesin senin sevgili Ahmet!.. Ne güzel ve yalın bir şekilde bizim duygu ve düşüncelerimizi yansıtırsın!.. Ve bu bağlamda, gerçekten de yüzlerce teşekkürler Polis Akademisi ve Koleji ile Afyon, İzmir, Aksaray, Yozgat, Afyon, Kayseri, Samsun, Trabzon, Erzurum, Balıkesir, Nazilli, Malatya polis okullarındaki öğrenci arkadaşlara!.. Ve binlerce teşekkürler Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürlüğü, TBMM, Asayiş, APK, Eğitim, Pasaport, Güvenlik, Terörle Mücadele, Koruma, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlılarında verdiğimiz kurslar bağlamında tanıştığımız binlerce amir ve memur olan polislere… Çünkü sizinle birlikte olduğumuz her derste, biz de sizinle birlikte yeni yeni bilgileri öğrendik durduk… Bizim söylemek isteyip de lafı döndürüp-dolaştırdığımız, sağdan-soldan alıntılarla süslemeye çalıştığımız, ?kıl ile-yün ile? ve renklerin dili ile ifadeye döktüğümüz duyguları / düşünceleri, çoğu zaman siz; ne de kıvrak bir biçimde, yalın, açık ve net olarak ifade ettiniz… Bazen ?gözlerimi kaparım vazifemi yaparım? dediniz acı acı. Bazen de ?benim adım Hıdır elimden gelen budur? haklı anlatımını kullandınız. Ama hiç yılmadınız ve güzele doğru koştuğunuzu da göstererek…

Çevremizde olan pek çok şey, kendi dili ile bize bir şeyler hem de çok önemli bir şeyler anlatmaktadır, yeter ki biz de bunu anlayacak his, duyacak kulak, görecek göz olsun!.. Böylesi bir göz, kulak ve hislerimiz yoksa bile çok da üzülmemek gerekir. Üzülmemelidir çünkü bunlar kazanılabilir…

Bunların kazanılması için öncelikle bu isteniliyor olmalı, sonra da çok okumalı, sürekli kendimizi geliştirmeli, uygulamaya yönelik tecrübelerden yararlanmalı, ?bir çiğnemlik sakızın varsa bir bilene çiğnet? yada ?herkes sakız çiğner ama komşunun kızı Fahriye abla bir aşka çiğner? anlatımlarında da gördüğümüz gibi konusunda uzmanlaşmış deneyim sahiplerinin sohbetlerinde bulunmalı, bilgi birikimimizi kesinlikle yazılı ve sözlü materyaller haline getirip başkaları ile de paylaşmalıdır.

İşte bunların yapılası sonucunda hücrenin dili de, mikrobun dili de, bedenin dili de, yemek yemenin dili de, hayvanların dili de, doğanın dili de, gezegenlerin dili de, güneşin dili de, renklerin dili de rahatlıkla okunabilecek ve okunulan her ayrı dilden kelimelere sığdırılamayacak derecede zevk ve mutluluk alınacaktır…

İşte bunun için herkes başka başka makalelerden, kitaplardan, söyleşilerden, panel ve konferanslardan, kısacası çevremizde olan her şeyden / her olaydan, gökkuşağının renkleri gibi rengarenk alıntılar yapacak. Çünkü biz de, aynı MÖ 190-159 arasında yaşayan Şair Terentus?un söylediği şekliyle ?…bir insanız ve insanla ilgili olan hiçbir şeye kayıtsız kalamayız.? İşte bu nedenle de, çeşit-çeşit alıntılar yapılacak, polisle ilgili olan, polisi tartışan, polis yazan, polisi sanık sandalyesine oturtan, polisi en kahraman haline getiren her şey sürekli okunulacak ve uygulamada edindiğimiz tecrübeler başkaları ile paylaşılacak…

Sonra bu alıntılar, bilgi birikimleri karşı karşıya getirilecek, günlerce, aylarca ve hatta yıllarca tartışılıp duracak. Daha sonra bir alıntıda karar kılınacak. Ve sonra, internetten kitaplara, makalelerden ilk el kaynaklara kadar; elimizin vardığı, dilimizin döndüğü, gücümüzün yettiği bütün materyallere / insanlara, yeniden dönülecek ve yeniden alıntıların yapıldığı kaynaklara bakılacak… Ama bulunamayacak artık, o beğendiğimiz ve kendisinden alıntı yaptığımız gerçek eser… Bulunamayacak artık; bizim onda, onun da biz de hayat bulduğu alıntı. Ve düşüneceğiz yeniden kendi kendimize yoksa kimse söylememiş miydi bunu…

Peki o zaman biz mi uydurduk yoksa bütün bunca kocaman kocaman şeyleri?.. Biz mi söyledik bütün bunları?.. Ve işte bunu dediğimiz an, yaptığımız o alıntıların hepsi de tamamıyla bizim olacaktır artık… İşte gerçek olan, alıntı olmayan, ama hala bir yerlerden alıntı olmuş olan ve artık başkalarının senden alıntı yapacağı bütünüyle sana ait olan alıntı budur… Ve bunu biz söylemişizdir artık!.. Hem de her şeyi ile biz söylemişizdir. Ne zaman ki bunu söyleyen polisin amir ve memurları çoğalacak; o zaman her şey çok ama çok daha güzel ve renkli olacaktır!.. Renklerin dili çalışması da böylesi bir düşünceyle durgun gibi gözüken suya atılan bir taştır işte… Umuyoruz ki çevresine yaydığı / yayacağı halkalar çok çok ve kalıcı olsun!.. Selam ve dostlukla! Hepimiz renklerden olumlu ya da olumsuz yönde etkileniriz. Her insanın renklere olan tepkileri birbirinden farklıdır. Bazısı kırmızıda neşe bulurken, bazısı bu renkte bunalır. Kimine sarı ölümü ya da ayrılığı anımsatırken, kimine baharı ve çiçekleri Hatırlatır Renk ailesi yaşamımızda, güçlü ve etken bir biçimde yerini almıştır. Açık mavi bir görüntü, hepimize huzur, güven, memnuniyet verirken, kara bulutlarla kaplı, koyu, sisli bir gökyüzü içimizi karartıp, stresli ve karmaşık bir ruh hali yaşatabilir.

Bazı renklerin rahatlatıcı, bazı renklerin de insanda hareketliliği artırdığı bilinmektedir. İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk mesela, kırmızı ve turuncu renkleri yüksek enerjili renklerdir. Bu renkler özellikle “fast-food” hazır yemek lokantalannda müşterilerin sindirimini hızlandırmak ve onların hareketliliğini artırmak için kullanılmaktadır. Müşterilerinin lokantalarında fazlaca kalmamalarım sağlamak için başvurulan bu yol, renklerin insanlar üzerindeki etkilerine güzel bir örnek teşkil etmektedir. Limon sansı çok neşeli bir renk olmasına rağmen özellikle gençlerin odalarında hakim renk olarak kullanıldığı takdirde sinir sistemine aşın uyarı etkisi yapabilir. Dolayısıyla bu tip açık renkleri kullanırken rahatlatıcı renkler (açık mavi gibi) ile denge sağlanmalıdır. J2 Eğitim alanında öğrencilerin motivasyon problemlerinin ortadan kaldınlmasında insan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renkne başvurulmaktadır. Zentall ve Kruczek,13 insan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renkni aktif dikkat problemi olan çocuklar üzerindc deneyerek ilginç sonuçlara varmışlardır. İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk zZentall ve Kruczek’e göre aktif dikkat problemi olan çocuklar bu problemi olmayan çocuklara kıyasla çevreleri tarafından daha az uyarılmış olduklarından sürekli olarak aktivite peşinde koşturup dururlar. Zentall ve Kruczek bu bilgiden hareketle aktif dikkat problemi olan çocuklara bazı görevler vererek, onlara yapacakları işlere uygun insan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk uygulamışlar vc bu çocukların hiperaktif davramşlanndan kaynaklanan dikkat eksikliğinde önemli miktarda azalış tespit etmişlerdir. Bir başka deyişle, aktif dikkat problemi olan çocukların, içinde bulundukları duruma ve verilen aktiviteye uygun renkler kullanılarak yapılan insan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renkyle bu çocukların dikkat eksiklikleri önemli ölçüde giderilebiliyor. Yine Zentall ve Kruczek’inl4 çalışmasında varılan sonuca göre aktif dikkat problemi olan çocuklara verilen görevleri daha cazip hale getirmek için kullanılan ama verilen göreve uygunluk arz etmeyen renklerin seçilerek yapıldığı insan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renknde çocukların dikkat eksikliklerini gidermede başarı sağlanamamıştır.

Bu da demek oluyor ki, sadece rengin dikkat çekici olması, insan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renknde olumlu sonuç almaya yetmeyebiliyorY Kullanılan renklerin çocukların yaptıkları işlere ve içinde bulundukları psiko-sosyal duruma uygunluk arz etmesi durumunda insan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renknden başarılı sonuçlar alınabilmektedir. İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk Yirminci yüzyıl ile birlikte ilaca dayalı sağlık sektörünün yaygınlaşmasıyla ilaçsız tedavi şekillerinden olan renk tedavisi eski öneminj yitirmeye baş~amıştır. Fakat son yıllarda sağlık sektöründe doğal yöntemlerle tedavinin tekrar popülerliğini kazanmasıyla, alternatif tedavi şekli olarak ele alınan renk tedavisine olan ilgi artmıştır. İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk Yapılan denemelerde renklerin dikkati toplama, tetikte olma, yazı körlüğü (dyslexja), saldırganlık seviyesi ve stres seviyesi üzerinde önemli etkisi olduğu ortaya çıkmıştır. Hastanelerde, okullarda ve hatta hapishanelerde insan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk kullanılarak bu kurumlardaki iç çevresel faktörlerin iyileştirilmesi sağlanmaktadır. Mesela, kırmızı bir tonu ile yapılan terapilerle migren tedavisi; pembe rengin tonlarıyla stres tedavisi başarıyla yapılmaktadır. Araştırmacılara gÖfe pembenin bir tonuyla (Baker-Miller pembesi) yapılan renk tedavisinde gergin kasıarın birkaç saniye içinde gerginliğini kaybettiği tespit edilmiştir. İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk bu yüzden Baker-MilIer pembesi dünyada birçok hapishanede kullanılmaktadır. L6 İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renknin uygulandığı bir başka alan da uzay çalışmalarıdır.

Rus bilim adamları uzay yolcularının psikolojik durumlarını değiştirmek için tasarlanan bir dizi renkli lensler geliştirerek bu lensleri kullanan uzay yolculanmn daha uzun süreli çalışabildiklerini, daha iyi konsantre olabildiklerini ve daha az sayıda hata yaptıklarını tespit etmişlerdir. 17 Özetle, binlerce yıldır başarıyla kullamlan sanat terapisi son zamanlarda tekrar ilgi odağı olmuştur. İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk Sanat terapisi özellikle sağlık alanında alternatif tedavi yöntemi olarak gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Hindistan doğumlu Dinshah Ghadiali, 12 Renkli Kromoterapi Sistemini (numarasız olan Akupunkturla daha az ilgiliydi; “Işık ve Rengin İlkeleri” konusunda daha çok Dr.Edwin D.Babbit’ten etkilenmişti ve farklı hastalıklar için sayısız renk ışık ışınlama tedavi programları geliştirdi. Renk tedavisi hakkında çok şey bilmek zorunda olmadan da şunu biliriz: İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk Kırmızının uyarıcı (güçlendirici) etkisi vardır, Mavi ise sakinleştirir (yatıştırır). Uyumun ve Dinshah Ghadiali’ye göre “psişik dengenin” rengi olan yeşilleyse neredeyse yanlış hiçbir şey yapamayız: Yeşilin dengeleyici etkisi vardır. Renk Meridyen Tedavisi Christel Heidemann’ın Renk Meridyen Tedavisi de oldukça etkilidir. Bu tedavi, her bir meridyeni test bulgularına göre bir renkle sınıflandırır. Bir fizyoterapist olarak bağ dokuları hakkında çok şey biliyordu.

Ana meridyenlerin cildin bağ dokularının altında ilerlediği ve “patolojik” akupunktur noktalarının bağ dokularında “şişme” veya “sertleşme” şeklinde tezahür ettikleri bilgisine dayanarak, “doğru” rengin bağ dokularına ve denk gelen meridyeni ahenkleştirdiğini, “yanlış” renkleri ise semptomların güçlenmesine neden olduğunu ortaya çıkardı. İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk Heidemann, önce on iki ana meridyeni Itten’e göre 12 rakamlı renk çemberinde sınıflandırdı, daha sonra renkleri Çin Meridyen saatinde gösterdi. Böylece ortaya, Renk Tedavisine başlayanların güvenle kullanabileceği Renk Meridyen Sistemi çıktı. Gün Ortası-Gece Yarısı Kuralı çerçevesinde her bir meridyen bir aktivasyon rengine sahiptir ve uygun yatıştırıcı veya sakinleştirici rengi alır-ve örneğin, Kalp Meridyenine atfedilen sarıdır, beklendiği gibi kırmızı değil (Ateş Elementi). Bunlar, güneş ışığıyla olan ilişkilerinden (öğle 12’de güneş en tepe konumundadır ve en parlak halindedir: açık sarı) ve güneşin günün seyri içindeki ışık koşullarının sonucudur. İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk Aktivasyon renklerini meridyenlerin güçlendirme noktalarına, sakinleştirici renkleriyse yatıştırma noktalarına uygulamak kullanışlı ve yararlıdır, elbette bilinen kurala uygun olarak: “güçlendirmek, yatıştırmaktan iyidir.” İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk Çin enerji öğretilerine kısmen aykırı duruyor. O, spritüal-bilimsel gözlemlerine [beşeri bilimler alanında] dayanarak Ağaç ve Su elementlerini birbiriyle değiştirdi. Sonuç olarak Karaciğer ve Safra Kesesi organlarını Su Elementinde, Böbrek ve İdrar Torbasını ise Ağaç Elementinde sınıflandırdı. Bu nedenle tedavi noktaları TCM sonuçlarından ayrılır. Ne var ki, benim deneyimim, Heidemann’ın sınıflandırdığı renklerin de TCM’de olduğu gibi geleneksel güçlendirme ve yatıştırma noktaları üzerinde etkili olduğu yönündedir. Enerji Sistemlerinin Renk ile Dengelenmesi İlk adım her zaman en zorudur.

Bu nedenle derslerimde kolay öğrenilebilir renk kavramlarını iletmeye çalışırım. İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk Rezonans, her zaman çok güzeldir. Işık ve rengin çalışmak için en kolay biçimi, Çakraların ışın yayımıdır. Gizli enerji merkezleri olarak Çakralar, çevreden enerji ve renk “salınımlarını” alabilir ve geri verebilirler. İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk Her bir Çakra, vücudun bir bölgesiyle, organıyla, sinir ağlarıyla, hormon bezleriyle ve duygusal-ruhsal yaşam temalarıyla yakın ilişki içindedir. sarı renk, gün ortasını ve güneşin en tepe konumunu temsil eder. Işık-biyolojik bakış açısına göre, böylece, güneş ışığının mavi ışık kısmı, en yüksek düzeyini öğle vaktinde bulur. Bu bizi gün boyunca uyanık ve zinde tutar, gece sağlıklı bir uyku uyumamızı sağlar. Renkler her zaman işe yarıyor! Işık ve renkler dalga boyları ve frekanslarına göre tanımlanır, ancak bugünkü olanaklarla henüz tam anlamıyla fark edemediğimiz birçok başka renk niteliği [bile] her renkte bir yankı uyandırıyor. İnsan ve Toplum hayatında göze doğal uyarıcı portakal renk bana göre, vücut, bir rengin farklı niteliklerinden hangisinin o an kendisi için en yararlı olduğunu seçebilecek yetenektedir. Benim önerim: Yeni başlayan biri olarak, başlangıçta sistem içinde kalın. Daha sonra, farklı öğretmenlerin çeşitli renk tedavi sistemleri çok iyi bir şekilde kombine edilebilir. Basit bir Işın Yayım Tedavisi Lambası Kurmak için Talimatlar Aksesuarlar:

1 Flaş lambası (örneğin Mini MagLite AA tipi)

1 Mini MagLite aksesuar seti

7 PAR 30 renk geçirgenleri/filtreler (Çakra renklerinde, metne bakınız, Ebay’den bulunabilir)

1 Motif zımba, çember çapı 2,2 cm (örneğin Efca, el sanatları malzemesi)

2 Pil

Renk geçirgenlerini motif zımba ile zımbalayın. Renk filtresini flaş lambasının ışık boşaltma konumu üzerine yerleştirin, filtreyi, aksesuar setindeki şeffaf plastik diskle kapatın ve bağlantı için esnek halkayı (aksesuar setinden) takın. Hazır! Size tanıtmak istediğim bir başka ışın yayım tedavi konsepti de belirli akupunktur noktaları üzerinde basit Renk-Enerji Dengesidir

Görünmez bir el sanki güneşi düştüğü kuyudan çıkarmaya çalışır. Altın küre, milim milim yukarı taşınır. Son bir gayretle dağların arasından kurtulur ve göğe asılı kalır. ?Güneş seyircileri? arkalarını ona hemen döner. Dağdan inmeye dururlar. Bir kısmı heykellerle fotoğraf çektirme yarışına düşer. Kuşların bu doğuşa nasıl eşlik ettiğini duymazlar bile. Tabii ilk ışıklarla birlikte Toroslar’ın geceliklerini çıkartıp günlük giysilerini nasıl giyindiklerini de göremezler. Öndeki sıra dağların elbisesinin yeşil, kahve ve bej , arkadakilerin ise gri, mor ve lacivert olduğunu da. Kalabalığın mevzilendiği platformdan uzakta, kayaların arasında, yalnızlıklarını koruyan bir köşe bulup, güneşi sükunet, hayranlık ve saygıyla seyredenler de vardır tabii … Onlar dinlerken yaşadıkları anın ihtişamını sanki kuşanmış gibidirler. Coşku, dillerine şiir olarak vurur. İçinde güneş geçen bütün şiirler birer çiğ damlası gibi heykellerin üstüne düşer … Güneşe bir süre çıplak gözle bakabilmek, içindeki ışık şelaleriyle yıkanmak müthiştir. Sürekli bakınca güneşe, içinden bir sürü başka güneşler doğuyordur sanki. Güneş biraz yükselince dağın batı terasına doğru yönelir, tam o sırada insan, en az güneşin doğuşu kadar etkileyen başka bir manzara ile karşılaşır. Güneşin ışıkları, dağın gölgesini ovaya düşürmüştür şimdi. Nemrut’un sivri zirvesi 30-40 km’lik bir mesafeye, dev bir üçgen halinde yayılmıştır …

Soğuk hâlâ titretir. Ben battaniyelerine sıkı sıkı bürünmüş insanları izlerken, güneşin çıplak heykelleri bir battaniye gibi sarıp, ?Siz de üşüdünüz mü?? diye sorduğunu, onların tahrip olmuş bedenlerini teselli ettiğini hayal ettim. Oysa şiirselliğin bu kadarı akla zarardır. Meğer güneş, dünyanın 8’inci harikası olarak nitelenen ve UNESCO tarafından da dünya kültür mirası listesine alınan bu heykellerin düşmanlarından biriymiş. Güneşin, rüzgarla işbirlikçiliği; heykelleri tahrip ediyormuş. Yağmur ve kar suyunun etkisiyle su alan heykeller gündüz deli gibi yanmaya, geceleri çılgın gibi titremeye dayanamıyor, genleşip patlıyormuş. Böyle giderse birkaç yıl sonra toz-toprak olup bitecekmiş … Kuşku ve umut arasında sallanan kalbimi Kahta’da bıraktım. Ve anladım: Güneş, Nemrut’a çıkan herkesi kendine gebe bırakıyordu. Var olduğundan beri doğmayı hiç aksatmayan güneşe, bir güneş doğurmak bizim de boynumuzun borcuydu.

Güneşin güzel ışığı bizlere sevinçli, mutlu anlar yaşatırken, yılın her mevsimi bize değişik bir duyguyu yaşatır.Gece gökyüzünde dolunay gördüğümüzde bazılarımız heyecanlı anlar yaşarken, bazılarımız olumsuz duygulara kapılabilir. Renk terapide, vücuda enerji kazandırmak için kırmızı astral bedene denge ve ahenk vermek için yeşil, potasyum sodyum arasındaki dengeyi yeniden kurmak için menekşe rengi tercih edilir. Pembe Aşk, Dostluk, Acıma, Cömert Duygular, Gevşeme Genel anlamda: Kırmızının yoğunluğunun hafifletilmiş halidir. Hassas duyguları ve duygu karışımlarını, rahatlama ve gevşemeyi, ahlak ve şeref duygularını, genel başarıyı temsil eder. Kişilik: Pembe insanlar, kötülüklere karşı direnen ve üstesinden gelebilen kişilerdir. Ahlak ve şeref duyguları gelişmiştir. Aşk ilişkilerinde çok duygusaldırlar Stres altında dahi gevşemeyi bildiklerinden ve kin duygusunu asla taşımadıklarından genelde başarılı olurlar. Çevrelerindeki insanlara karşı duygularında cömerttirler ve ruhani iyileştirme özelliğine sahiptirler. Sarı Çekicilik, Hareket, Bilgi, Neşe, Konfor Genel anlamda Sarı hava elementinin rengidir. Güneşi, hububatı ve düşünce gücünü temsil eder.Akıl, hareket, seyahat, iletişim, kehanette bulunma ve güveni temsil eder. Kişilik Sarı insanlar, zeka ve akıl yolu ile elde ettikleri bilgiyi çevrelerine aktarırlar ve ikna yeteneğine sahiptirler. Neşeli ve kıskanç kişilerdir. İnsanın içinde bulunduğu duygusal değişiklikler (öfke, korku, negatif düşünceler vs.) chakralarda enerji dengesizliği meydana getirir. Burada, belirli bir rengin fazlalığı veya azlığı söz konusudur. Chakraların dengesiz çalışması fizik bedende hastalıkları oluşturur. Eğer bünyemizde herhangi bir denge bozukluğu başgösterirse, bazı renkleri veya renk kombinasyonlarını kullanarak, iç dengemizi tekrar kurabiliriz. Renklerin çevrelerine yaydıkları titreşimler, vücudun elektromanyetik ışınımıyla doğrudan bir etkileşim içindedirler. Söz konusu titreşimler chakralar tarafından emildikten sonra, direkt olarak omurgalara iletilirler. Omurgalara ulaşan bu enerji dolu titreşimler, sinirler yardımıyla gerekli organlara ve dengesi bozulan sistemlere taşınırlar. Böylece fiziksel rahatsızlıklara yol açabilecek olan duygusal ve zihinsel şikayetler en aza indirilir. Renklerle tedavi üzerinde çalışırken karşılaşılan en büyük sorun ise, ihtiyaç duyulan renklerin belirlenmesidir.

Mükemmel bir analitik zihne sahiptirler ve olayların çözülmesinde güvenilir kişilerdir.Kehanette bulunabilirler. Hareketlidirler ve seyahati severler. Ancak koyu sarılar patronluk taslayabilir, kontrol arzusu ve egoizm gösterebilirler. Siyah Karşı Durma, İnkar, Yok Etme Genel anlamda: Evren ve uzay boşluğunu temsil eder, siyah renklerin yokluğudur. Bazı kültürlerde bilgeliği temsil eder. Siyah şeytani bir renk değildir. Negatif anlamda şaşkınlık, karışıklık, üzüntü, kayıp ve yas tutma anlamları taşıyabilir. Siyah insanlar olayları kendi süzgeçlerinden geçirip değerlendirirler ve sistemlere uymayan şeylere karşı büyük direnç gösterirler. Bu sessiz bir karşı koymadır, büyük reaksiyonlardan önce gizli inatçılık güderler. İnandıkları şeyler için sonuna kadar uğraşır ve asla yılmazlar, ancak ifadelerinde hep bir parça yakınma, hüzünlenme ve hayıflanma saklıdır. Yoğunlaşma, Telepati, Büyü, Şüphe, Hayvanlar Kahverengi, yeryüzü, toprak ve bir anlamda da dünyanın bereketliliğini temsil eder. Ev hayvanları, hayvanlarlada bağlantılıdırlar. Kayıp eşyaların büyü yolu ile bulunmasında, telepati ve tanıdıkların korunmasını temsil eder. Negatif anlamda kararsızlık, şüphe, enerji emmeye kadar anlamlar ifade edebilir. Kahverengi insanlar tanıdıklarına çok bağlıdırlar ve onları korumaya çalışırlar. Ev hayvanlarını sever ve bakarlar. Telepati özellikleri vardır. Koyu kahverengi kişiliklerde aşırı şüphe ve her konuda kararsızlık görülür ve genelde eneji tüketirler. Yeşil Para, Şans, Hırs, Tutuku, Kıskançlık, Büyüme Genel anlamda: Parayı şansı, finansal alanda başarı, bereketliliği, hasadı ve iş birliğini temsil eder. Yeşil toprak elementinin rengidir ve gezegenimizin bereket ve verimliliğinin yanısıra hayatın kendisini temsil eder. Kişilik Dengeli ve oturmuş, tabiatla barışık ve bağlantılı bir kişiliği temsil eder. İş ortamlarında grup çalışmalarına yatkındırlar, hırslıdırlar ve parasal anlamda şansları yüksektir. Hayırsever ve iyileştirme gücüne sahiptirler. Biraz kıskançtırlar. Koyu yeşil kişilikler uyumsuzluk, aşırı kıskançlık ve aşırı tutku gösterebilirler. Koyu mavi kişilikler içine kapanık, korku, endişe ve ihtiyatlı olma ihtiyacı hissederler, çok değişken tepkisel, depresif ve boyun eğici davranabilirler. Temel Chakra Bel kemiğinin alt kısmında yer alır. Bu chakranın rengi, kırmızı’dır. Temel chakranın görevi insana hayat veren yaşam enerjisinin akordunu kontrol etmektir. Dalak Chakrası: Bu chakra daha çok böbrek üstü bezleri ve böbrek merkezindeki splenik merkezle ilintilidir. Rengi Turuncu’dur. Vücuda fiziksel açıdan, hayat enerjisi ve coşku sağlar. Bunu da sevgiden ve gıdalardan elde ettiği hayat enerjisi ile yapar. Güneş sinir ağı Chakrası: (Solar pleksüs) Böbrek bölgesi ile göğüs kafesi arasında yer alır. Sinir sistemi, karaciğer ve pankreas ile ilgili önemli organları yönetir. Rengi sarı’dır. Kalp Chakrası: Bu chakra, kalp ve kan dolaşımı üzerinde otorite kurmuştur. Yeşil renktedir. Boğaz Chakrası: Boynun alt kısmında bulunur. Metabolizmada denge sağlayan tiroid ve paratiroid bezleri ile ilintilidir. Bu chakranın sağlıklı çalışması halinde duygu ve fikirlerimizi rahatlıkla ifade edebiliriz. Rengi mavi’dir. Alın Chakrası: Beynin alt kısmında yer alır ve Endokrin bezlerinin fonksiyonlarını kontrol altında tutar. Vücudun bütün olarak faaliyet göstermesi bu chakra ile ilintilidir. Uyku durumunu ayarlar. Zihni dinlendirir. Görme, duyma, koku alma duygularını canlı tutar. Çivit mavisi renktedir. Taç Chakra: Beyin ve pinael bezlerinin fonksiyonlarını idare eder. Pinael bezler, derimize renk veren melatonin hormonunun dengesiyle ilgilidir. Ruh durumumuz bu chakra ile direkt ilgilidir. Taç chakra, mor, eflatun, menekşe ve macenta renkleriyle çalışır. Yeşil sakinleştirir.. mavi huzur verir.. sarı enerji sağlar.. Renklerle ilgili bilmediğimiz çok fazla şey var aslında. Artık çağımızda doğal terapilerde renklerin gücü kullanılıyor. Ve bedenin dengesini sağlamadan tutun, ruhsal rahatsızlıklara kadar bir çok alanda renkler derman olabiliyor. Her gün üzerinize giydiğiniz giysilerle ilgili olarak, onların size “yakışıp yakışmadığını” söyleyen dostlarınız, aslında farkında olmadan o giysinin renkleriyle ilgili yorum yaparlar. Kırmızı bir bluz giymişseniz, “Seni açmış” diyebilirler. Üzerinizde mavi varsa, “teninle uyum sağlamış” gibi bir yorum yapabilirler.. Ve bütün bu yorumlar esas olarak, renklerin yansıttığı o enerjiden kaynaklanıyor. Yani seçtiğiniz renkler, bir anlamda.sizin ruh halinizi de yansıtıyor. Doğal bir ortamı özleyip, “bir kafamı dinleyemedim” diye hayıflandığınızda, aslında hep “masmavi bir deniz” düşler pek çok insan. Yani dikkatinizi çekerim; asıl olarak düşlenen, denizin “masmavi” olanı..

indeks: Enerji, Ezoterik, çarka, Homeopatik, Nefes, color,   Color therapy, art Iherapy,  zihin, beden, duygu, denge, canlılık, , Spor, fiziksel sağlığı, zihinsel sağlığı,

.

Parmak basıncı Masajı Shiatsu Enerjiyi Düzenler

Kızılcık Sağlıklı Cinsel Yaşam Sağlar.

Anne Sütü Gözde Kaşıntı, Nezle, Kızarıklığa Faydalıdır.

Yorgun ve Bitkin Düşenlere Hurma Dinçlik ve Enerji verir.

incir sperm arttırıcı özelliği Mevcuttur. Aile’nin Mutluluğudur.

Güzelliğin Sırrı Kara Üzümdedir.

http://faydaliyasam.com/ceviz-kabugu-suyu-dis-tartarlarina-karsi-faydalidir/

—–

loading…

—–




—-
.

Bilgi kaynaklarımız:
www.enerjistmasor.com

www.bitkiveinsan.com

www.faydaliyasam.com

www.google.com

UYARI:
Sitemizde hastalikları teşhis tedavi etmek ile ilgili 1219 sayılı Tababet Kanunu’na göre sadece doktorların görevi olduğu bilinciyle, web sitesinde yer alan bilgiler sağlıklı ve yararlı yaşama hakkında bitkisel doğal tavsiye niteliğinde olup paylaşımlar ve konularımız tavsiye ettiğimiz ürünlerimiz ilaç değil, yaşama yararlı besin destek ürünleridir. Tedavi veya hekim tedavisi yerine geçmez. Paylaşılan metinlerde ve Kürlerin içerisinde geçen bitkilerin kullanımından önce, özellikle adı geçen bitkilere alerjiniz olup olmadığını doktorunuza kontrol ettirdikten sonra kullanmanız tavsiye olunur. Yaşama sağlıklı, afiyet içinde, yararlı yaşamanız dileklerimizle…

—–


—–

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir