Kızıl Renk Böbrekleri ve Böbreküstü Bezleri Uyarır 10

Kızıl Renk Böbrekleri ve Böbreküstü Bezleri Uyarır 10

Bu hastalığa yakalananlarda, %90 civarında obezite, %80 civarında yüksek tansiyon %80 inde diyabet, %80’inde güçsüzlük, %70’inde aşırı vücut kıllanması ve %70’inde cinsel bozukluklar görülebilmektedir. Teşhis konurken, hastanın tıbbi geçmişi, fiziksel muayenesi ve laboratuvar testleri sonuçlarından yararlanılır.

Hastalığın teşhisinden sonra gerekirse, tümör v.b gibi konuların daha ayrıntılı incelenebilmesi için tomografi veya MR gibi görüntüleme teknikleri kullanılabilir. Adrenal Bezinde Kanser: Milyonda bir gibi seyrek görülür. Adrenal bezleri kanserin yaptığı deformiteye bağlı olarak hormon salgılanmasında bozukluk görülür. Cushing sendromuna benzer şekilde , yüksek tansiyon, kilo artışı, aşırı vücut tüylenmesi, osteoporoz ve diyabet gibi bulgular verebilir. Teşhiste; laboratuvar testleri, tomografi ve MR gibi testler kullanılır. Feokromositoma: Adrenal bezinin iç kısmında üretilen  hormon salgılamasında oluşan bozulmaya bağlı olarak, tümör ortaya çıkar ve genelde iyi huyludur. Taş oluşturmaya yatkınlığı olmayan bir insan ne yerse yesin taş oluşmamaktadır. Ailesel yatkınlık önemli bir faktör olarak görülmektedir. Ailesinde taş olan kişide taş oluşma riski daha fazladır. İklim ve su alımı yine taş oluşumunu etkileyen önemli faktörlerdendir. Ülkemizin de üzerinde bulunduğu ılıman ve sıcak iklim kuşağı taş oluşumunun daha sık rastlandığı bölgelerdir. Taş oluşumunun en önemli nedenlerinden bir tanesinin yetersiz sıvı alımı, buharlaşma ve dehidratasyon ile vücuttan fazla sıvı kaybı olduğu bilinmektedir. Bir insan yeterli su almadığı zaman idrarı daha konsantre ve koyu hâle gelir. Bu durumda idrarda kristaller oluşma şansı artar. Ayrıca daha konsantre idrarda kristalleşmeyi çözücü maddelerin oranı da azdır. Bu yüzden kristaller baskın çıkar ve birbirlerine tutunmaya başlarlar. Bir kez taş üretmiş bir insanın günlük en az 2 litre su içmesi önerilir. Anne, babasında veya kardeşlerinde taş olan bir insanın taş üretim oranı topluma göre çok daha yüksektir. Bu kişilerinde günde 2 litre su içmesi önerilir. Diyetin taş üretme üzerindeki etkisi kanıtlanmıştır. Yüksek proteinli ve asit içeren diyet taş üretimini arttırır. Bu tip diyetlerde idrarda atılan sitrat miktarının azaldığı görülmüştür. Sitrat taş üretimini engelleyen bilinen en önemli kimyasal maddedir. Sitrik asit olarak da bilinir. Bu asidin azlığında taş oluşum hızı yükselmektedir. Yüksek tuzlu diyet bir başka önemli risk faktörüdür. İdrarda aşırı miktarda tuz atılması beraberinde kalsiyumu da idrara çekmekte ve idrardaki kalsiyum konsantrasyonunu arttırmaktadır. Sonuç olarak artan kalsiyum miktarları kalsiyum kristallerinin bir araya gelmesine ve taş oluşturmasına neden olmaktadır. Oksalattan zengin yiyecekler ki bunlar yeşil yapraklı sebzeler, fındık, fıstık gibi yemişler, çay ve çikolata bu durumu daha da kötüye götürür. Yine taş oluşumunda neden olduğu düşünülen bazı bağırsak hastalıkları vardır. Bunlar; kronik ishal, krohn hastalığı, zayıflama amaçlı geçirilmiş mide by-pass ve şişmanlık ameliyatları, Ayrıca şişmanlık, obezite de taş üretimi için bir risk faktörüdür. İdrar akışının normal olmaması, yavaşlaması da taş oluşuma yol açan sebeplerden bir tanesidir. “Akan su kir tutmaz” benzetmesi burada geçerlidir. İdrar akışının yavaş olması içindeki kristallerin çökelti ve taş oluşturmasına neden olmaktadır. Prostat hastalığı ve idrar yolunda darlıklar gibi idrar akışını engelleyen hastalıklar, taş oluşum oranını arttırmaktadır. Bunlara ek olarak hiperparatiroidizm adı verilen bir endokrin bozukluk da kan kalsiyum miktarını ve idrardaki kalsiyum miktarını arttırarak kalsiyum taşı oluşumunu arttırmaktadır. Kalıtsal bir hastalık olan sistinüri yani idrarda sistin miktarının fazla olması sistin taşlarının oluşmasına neden olmaktadır. Böbrekte taş oluşturan diğer bir hastalık, absortif hiperkalsüri adı verilen kalsiyumun bağırsaklardan fazla emilmesine neden olan bir hastalıktır. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Bu hastalıkta vücut bağırsaklardan aşırı miktarda kalsiyum emmektedir. İdrarda kalsiyumun atılımını arttıran böbrek hastalıkları da kalsiyum taşı oluşumunu arttırmaktadır. İdrarda fazla ürik asit atılmasına neden olan ürik asit yükseklikleri, proteinden zengin besinler aşırı miktarda beslenme böbrek taşı oluşumunu arttıran faktörler olarak düşünülmektedir.

Özellikle menopoz sonrası bayanlarda kalsiyum tedavisi uygulanması kalsiyum içerikli hapların ve ilaçların kullanılması taş üretiminin artmasına neden olan faktörler olarak düşünülmektedir. Ancak burada belirtmek gerekir ki kemik erimesinin neden olacağı rahatsızlıklar ve hastalıklar taş oluşumunun neden olacağı rahatsızlığa göre daha ciddi etkilere sahip olduğundan menopoz sonrası bayanlara kalsiyum tüketimi konusunda doktorlarının tavsiyelerine kesinlikle uymalarını tavsiye etmekteyiz. Tansiyon ve kalp yetmezliği tedavisinde sıklıkla kullanılan bazı diüretikler ya da mide rahatsızlıklarında kullanılan bazı anti asit türlerinde idrar kalsiyum atılımı artarak taş oluşumunda riskli durumlar yaşanabilmektedir. Böbrek taşının belirtileri nelerdir? İdrar yollarında bir kez taş oluştuğunda zaman içerisinde taş milimetrik olarak büyür. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Belli bir süre böbrekte bir noktada büyüyen taş belli bir olgunluğa geldikten sonra etrafında tutunduğu dokulardan ayrılmakta ve böbrek içinde yer değiştirmekte ya da idrar akımına kapılarak üretere geçmektedir. Böbrekte duran bir taş büyük çoğunlukla hiçbir belirti vermez. Çünkü böbreğin ağrı hissi ancak kapsülün gerilmesiyle yani böbreğin şişmesi ile oluşmaktadır. İdrar akışını tıkamayan taşlar semptomsuz bir şekilde yıllar boyunca böbrekte durabilirler. Taş yerinden ayrılıp böbrek içerisinde yer değiştirdiği ya da üretere geçtiği zaman idrar akımı zorlamakta, tıkanmakta ve taşın gerisindeki idrar kanalı ve böbrekte tıkanıklığa bağlı basınç artışı meydana gelmektedir. Böbrek kapsülünde meydana gelen gerginlik renal kolik adını verdiğimiz çok şiddetli ağrıya sebep olur. Normal doğum yapmış bayanlar taş ağrısının doğum ağrısından daha şiddetli bir ağrı olduğunu belirtirler. Ağrının karakteristik özellikleri; aniden başlaması, şiddetli irritasyon, idrar yapma hissi, keskin veya kramp tarzı bir ağrıya sebep olma özellikle lomber bölge adını verdiğimiz sırt ve yan tarafta şiddetli ağrılara neden olmasıdır. Bazen ağrı sırttan ön tarafa kasık bölgesi ve genital bölgeye doğru yayılım gösterebilmektedir. Kimi zaman hastada bu belirtilere ek olarak idrarda kan, bulantı-kusma meydana gelebilir. Çok nadir olarak taşlar hiçbir belirti ve şikâyet yapmadan düşebilirler. Ancak genellikle durum böyle olmaz. Taş sadece böbrekte iken sessiz kalır. Üretere düştüğünde i Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk se çok şiddetli ağrılara sebep olur.

Böbrekte oluşan taşlar zaman zaman üretere düşmeyip böbrekte büyümeye devam ederler. Bu durumda böbrekte geri dönüşümü olmayan diyalize kadar gidebilen çok ciddi hasarlara neden olabilirler. Böbrekte çok uzun süre kalan taşların tümöral oluşumlara yol açtığı da gözlemlenmektedir. Böbrekte sessiz durduğu dönemde taşlar dönem dönem çok şiddetli olmasa da künt ağrılar yapabilmektedir. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Böbrekteki taşın idrar yolundan hiçbir belirtiye neden olmadan rahatlıkla düşebilmesi için genelde 2-3 milimin altında olması gerekir. Bundan büyük taşlar üreterin çeşitli kısımları 2-3 milimden daha dar olduğu için idrar kanalında tıkanıklıklara neden olurlar. Üreter, idrarı böbrekten mesaneye iletmek için aktif olarak kasılmalar gösteren bir organdır. Bu kasılmalara peristaltik hareketler adı verilir. Taş üretere geldiği zaman taşı çıkarabilmek (mesaneye iletmek) için üreter ritmik olarak kasılmalara başlar. Bu kasılmalar taşın daha fazla sıkışmasına ve hasta da irritasyon bulgularının meydana gelmesine neden olabilir. Hasta sıklıkla tuvalete gitme hissi duyar. Tuvalet yapma sırasında da yanma hissi ve irritasyon hisseder. Erkeklerde testislere ve penis ucuna vuran ağrılar görülebilir. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Taş üreterin en alt kısmı olan mesaneye girişine geldiğinde mesaneyi çok fazla irrite eder ve mesane tek bildiği his olan “idrar var” hissini kişiye yansıtarak sıklıkla tuvalete gitmesine idrarı boşaltmaya çalışmasına neden olur. Ancak hasta bir önceki seferde idrarı tamamen boşaltmış olduğundan fazla bir miktar idrar boşalamaz ve tenezim adını verdiğimiz kasılmalarla ileri derece irritasyonlar meydana gelir. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Bu sırada idrarda kan görülmesi de sık rastlanan bir bulgudur. İdrar yolundan rahatlıkla geçemeyen taşlar bazen enfeksiyonlara sebep olabilir. Basit bir enfeksiyon görülebildiği gibi böbrekte piyelonefrit adını verdiğimiz ciddi enfeksiyonlara da sebep olabilmektedirler…

Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Böbrek taşı nasıl teşhis edilir? Böbrek taşları sırt bölgesinde ağrı olması nedeniyle yapılan radyolojik incelemelerde yada başka rahatsızlıklar nedeniyle yapılan tetkikler sırasında tespit edilebilir. Yan ağrısı nedeniyle acil servise başvuran hastalarda çoğunlukla taş hastalığı tespit edilir. Basit bir radyolojik görüntüleme ya da ultrasonografi ile teşhis konulamadığında bilgisayarlı tomografi tetkikinden yararlanılır. Bilgisayarlı tomografi taşın teşhisi için en etkili yöntemdir. Hastaya kontrast madde verilmeden yapılabilir. Geçmişte sık kullanılan İVP (ilaçlı böbrek filmi) yönteminin yerini almıştır. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Tomografi sayesinde taşın tam yeri, boyutu, yoğunluğu, böbreğe bir zarar verip vermediği teşhis edilir. Hastanın şikâyetleri eğer taşa bağlı değilse de bu şikâyetleri yapabilecek apandisit, bağırsak enfeksiyonları, divertükilit, jinekolojik problemler ve over torsiyonu gibi teşhisleri de koymada yardımcı olmaktadır. Ultrasonografi ve direkt üriner sistem grafisi adını verdiğimiz konvansiyonel yöntemler taş hastalığının teşhisinde yavaş yavaş terk edilmektedir. Son yıllarda tomografinin sık kullanılması ile gündeme gelen radyasyona maruziyet tehlikesi üriner sistem tomografisi için çok düşüktür. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Üriner sistem tomografisi tek seferde çekilir, kontrast madde verilip yeniden çekilmesi gerekmez. Bu sayede kısa sürede çekilir. Diğer tomografi yöntemlerine göre radyasyonun az alındığı bir yöntemdir. Böbrek taşlarını önlemek mümkün müdür? Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Böbrek taşı hastalığı, tekrarlayan bir hastalıktır. 1 kez taş oluşturan insanların yarısı ömür boyu izlendiğinde yeniden taş oluşturacaktır. Bu yüzden böbrek taşı oluşumunu engelleme çalışmaları uzun yıllardır devam etmektedir. Bazı hastalarda çok başarılı sonuçlar alınmakta bazılarında ise çabalar yetersiz kalmaktadır. Hangi hastanın tekrardan taş oluşturma adayı olduğunu anlamak için bazı testler yapılır. Bu testler idrardan ve kandan alınan örnekler ile taş üretimine neden olan maddelerin yoğunluğunun incelenmesi, taş oluşumunu engelleyen maddelerin varlığının ve yoğunluğunun incelenmesi esasına dayanmaktadır.

Taş oluşumunu engellemek için yapılabilecekler; Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Bol miktarda sıvı alınmalıdır. Sıklıkla taş oluşturan hastaların günde en az 2 litre suyu 24 saat boyunca düzenli aralıklarla eşit miktarlara bölerek alması önerilir. Geçmiş yıllarda kalsiyum taşları oluşturan hastalara kalsiyum içeren yiyeceklerden uzak durulması öğütlenirdi. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar göstermiştir ki kalsiyum yasaklamak kalsiyum taşı oluşum riskini bilakis arttırmaktadır. Ailesinde taş olan insanlarda yüksek dozda kalsiyum, vitamin C veya D kullanmak taş oluşum riskini arttırmaktadır. Bu tip ürünleri kullanması gereken hastalar yakın takip edilmeli, sıvı alımları arttırılmalı ve gerekirse sitrik asit içerikleri ile desteklenmelidir. Taş oluşturma riskini belirleyecek olan metabolik analizler adını verdiğimiz testler bu hastalarda özellikle yapılmalıdır.

Tuz kullanımı kısıtlanmalıdır. Hayvansal protein tüketimi kısıtlanmalıdır. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Böbrek taşları nasıl tedavi edilir? Taşın boyutları, taşların sayısı ve yerleştiği yerler taş tedavisine karar verme sırasında göz önüne alınan en önemli faktörlerdir. Ayrıca taşın içeriği biliniyorsa bu da taş tedavisinde seçilecek tedavi modelitesini etkileyen nedenlerden biri olmaktadır. Böbrek taşlarında ki cerrahi tedaviler: ESWL ses dalgasıyla taş kırma, Üreteroskopi (URS), Perkütan nefro litotomi (PNL), Açık cerrahi, ESWL (Ekstracorporeal Shock Wave Lithotripsy) Ses (şok) dalgasıyla taş kırma Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Taş tedavisinde en sık kullanılan yöntemdir. Litotriptör taş kırma makinesi adı verilen bir cihaz kullanılır. Vücut dışında üretilen ultrasonik dalgaların ya da şok dalgalarının cilt, deri, dokular geçilerek taşa iletilmesi ve taş üzerinde meydana gelen titreşimler sayesinde taşın parçalara ayrılmasını meydana getiren bir yöntemdir. Tekrarlayan şok dalgası atışları sayesinde taş üzerinde bir stres meydana getirilir ve sonunda taş bu strese dayanamaz ve çatlar. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Daha sonra ufak, pul gibi parçalara ayrılır ve bu parçaların idrar kanalından kolayca geçmesi umut edilir. Taş kırma uygulanan hastaların böbreklerinin sağlıklı olması ve üreter, mesane üretradan oluşan idrar kanallarında herhangi bir engel ile karşılaşmadan dışarı atılabilmesi için buralarda bir tıkanıklık olmaması gerekmektedir. ESWL noninvaziv bir tedavi yöntemidir yani vücut içerisine bir girişim yapmayı gerektirmez. Ülkemizde çoğunlukla ayaktan uygulan bir prosedürdür. İyileşme zamanı kısadır. Birçok insan çok kısa süre içerisinde normal aktivitelerine döner.

Taşın büyük ve sert olduğu durumlarda anestezi altında ESWL taş kırma alternatif bir yöntemdir. Daha yüksek dozlarda enerji verilmesini, şok dalgalarının daha kuvvetli olmasını sağladığı için büyük ve sert taşlarda başarı oranı daha yüksektir. Bazı merkezlerde anestezi ile taş kırma uygulanmaktadır. ESWL’nin böbrek ya da üreterdeki taşı bir seansta tamamen temizlemesi düşük bir olasılıktır. Genellikle birkaç seans taş kırma uygulanmaktadır.

Bazı hastalar ESWL tedavisine uygun değildir: Hamileler, Aşırı şişmanlar,İdrar kanallarında taştan daha Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk alt bölgelerinde tıkanıklık olanlar, Abdominal aortada anevrizması olanlar, İdrar yolunda enfeksiyon olanlar, Kanama, pıhtılaşma bozukluğu olanlar ESWL’ye uygun değildir.

Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Yine yüksek dozda kan sulandırıcı kullanan hastalarda ESWL dikkatle yapılmalıdır. Taşın çok büyük, yerinin veya içeriğinin uygun olmadığı durumlarda alternatif taş tedavisi yöntemleri seçilebilmektedir.

ESWL tamamen ağrısız bir prosedür değildir. İşlem sırasında anestezi ya da ağrı kesici uygulaması gerekebilir. Genel anestezi altında yapılan ESWL’ de başarı oranının daha yüksek olduğu bildirilmiştir. ESWL tedavisinde kırılan taş parçaları kendiliğinden idrar kanalı vasıtası ile atılırlar. Çok büyük taşlarda bazen Double J adı verilen çok ince bir katater üretere yerleştirilir. ESWL sırasında kırılan taş parçalarının üreteri tıkması engellenir. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Bazı taşlar ESWL tedavisine direnç gösterebilir. Bunlar özellikle sistin ve kalsiyum oksalatmono hidrat taşlarıdır. ESWL’ ye direnç gösteren taşlar da başka tedavi modelleri uygulanır. 2 cm üzerindeki taşlarda ESWL için uygun olmayabilir. Çünkü bu taşlar büyük parçalara ayrılır ve çok sayıdaki parçalar idrar kanallarında tam bir tıkanıklık meydana getirebilirler. Yine böbreğin alt kısmında yer alan taşlarda kendi kendine düşme şansı daha az olan taşlardır. ESWL tedavisi sonrası düşme şansı da azdır. ESWL tedavisi güvenle uygulanabilen ve etkili bir tedavidir. Nadiren komplikasyonlar görülebilir. ESWL tedavisi sonrası birkaç gün boyunca idrarda kan görülmesi normal kabul edilir. Tedavi uygulanan bölgede hafif kanamalar, cilde kan oturması, sırt tarafında ve böbrek üstünde ağrı-sızı olması sıklıkla görülebilir. Kan sulandırıcı ilaç kullanımı bu tip yan etkileri arttırabilir.

Parçalanan taş partikülleri idrar kanallarından ilerleme sırasında rahatsızlıklar verebilir. Bazen bu ufak taş partikülleri üst üste yığılarak taş yolu adını verdiğimiz bir tıkanıklık meydana getirir. Bu üst üste kum saati gibi yığılmış taşların idrar kanalının tamamen tıkanması durumudur. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Taş yolunun en altındaki parça genellikle diğerlerinden büyüktür ve tıkanıklığın ana kaynağıdır. Bu parça kırılabilirse tüm yol açılabilmektedir.

Üreteroskopi tedavisinde idrar kanalından üreteroskop adı verilen fiber optik bir enstrüman kullanılır. Üreteroskop ile önce mesaneye daha sonra da üretere ilerlenerek taş olan bölgeye ulaşılır, taş görülür. Üreter ya da böbrekte yer alan bu taşlara tedavi uygulanır. Üreterokopi sayesinde taş ile direkt görsel temas kurulur ve taşı kırmak için yapılan atışlar direkt taş üzerine yapılır. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Bu kapalı bir ameliyat tekniğidir. Herhangi bir kesi (insizyon) olmadan idrar kanalları vasıtasıyla taşa ulaşılır. Hastanın idrar kanallarında hassasiyeti çok fazla olacağından işlem sırasında genel anestezi uygulanması gereklidir. İdrar kanalları vasıtasıyla taşa ulaştıktan sonra taşın büyüklüğüne göre tedavi seçenekleri değerlendirilir. Küçük taşlarda bir basket yardımıyla taş çekilerek alınabilir. Daha büyük taşlarda taşın parçalara ayrılması gerekir. Bu amaçla pnömatik litotriptör ya da holmiyum lazer litotriptörler kullanılır. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Bizim daha çok tercih ettiğimiz yöntem lazer taş kırma cihazı ile taşı parçalara ayırmaktır. Bu yöntem sırasında taş sadece parçalara ayrılmamakta aynı zamanda lazer cihazı ile üretilen ısı enerjisi sayesinde çok büyük bir kısmı eritilerek yok edilmektedir. Bu sayede dışarı çıkartılması gereken taş kitlesi azalmakta idrar kanalından dışarıya daha az girme-çıkma işlemi yaparak taşın tamamı kolaylıkla temizlenebilmektedir.

Pnömatik taş kırma adı verilen, taşın pnömatik bir enerji ile oluşturulan vibrasyonlar ile parçalara ayrılma yöntemi yine çok başarılı ve etkili bir taş kırma yöntemidir. Ancak burada kırılan her bir parçanın tek tek dışarı çıkarılması gerektiğinden daha uzun zaman alan bir yöntemdir. Aynı zamanda işlem sırasında oluşan vibrasyon etkisi nedeniyle idrar kanalları hasar görebilmektedir. Ancak maliyeti laser kullanımına göre oldukça düşüktür.

Üreteroskopi işlemi ile taş tamamen temizlendikten sonra taşın oturduğu yerdeki ödem derecesine göre karar verilerek üretere DJ konulup konulmamasına karar verilir. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Double J stend adı verilen bu stendlar böbrek ile mesane arasında idrar kanalının tıkanmasına engel olurlar. Taşlar ya da ödem kanalı tıkasa bile stendın içerisindeki boşluk sayesinde idrar akışında tıkanıklık olmaz. Bu sayede operasyon sonrası oluşabilecek ağrının önüne geçilmiş olur.

Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Böbreklerin üst bölümlerinde yapışmış vaziyette bulunmakta olan sarı tonlarındaki renge sahip olan iki adet bezlerdir. Diğer endokrin bezlerde de olduğu gibi kan damarları açısından oldukça zengin olan bu böbrek üstü bezlerin böbreklerle direkt olarak bir ilişkisi yoktur.Adrenal bezler yani, diğer bir deyiş ile böbrek üstü bezleri, yapısı ve salgılamakta olduğu hormonlarının diğerlerinden değişik olan 2 adet tabakadan meydana gelmektedir. Adrenal bezlerin pembe tonlarında olan görüntüsü dış kısımlarında kabuk, yani; adrenal korteks, iç kısmında ise öz bölgesi, yani; adrenal medulla bulunmaktadır.Korteks hormonlarının daha az salgılanması durumlarında kanda bulunmakta olan ACTH miktarı artış gösterir.

Böbrek üstü bezi nin görevleri şunlardır: Böbrek üstü bezi, isminden de anlaşışabileceği gibi böbreklerin üst kısmında yer alır. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Kabuk ve öz diye adlandırılan iki ayrı bölümde incelenirler. Kabuk bölgesinden “ kortizol ” hormonu salgılanmaktadır. Bu hormon aminoasitlerden glikoz sentezini uyarmayı sağlar. Kana yeterli miktarlarda kortizol hormonunu salgılanmaz ise deride bulunmakta olan renk maddelerinin sayısı son derecede artar ve olmaması gereken, tuhaf bir kahverengileşme görülür. Buna tıp dilinde “ Addison ” hastalığı ismi verilmiştir. Bu hastalıktan müzdarip kişilerde en sık görülen belirtiler; iştahsızlık, halsizlik ve kaslarda zayıflama gibi olumsuzluklardır.Böbrek üstü bezlerinin öz bölgesinden “ adrenalin ” adı verilen hormon salgılanmaktadır. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk  Adrenalin; kan damarlarını daraltarak, kalp ritmini, atışını hızlandırır, karaciğerde glikojenin glikoza hidrolizini arttırır. Adrenalinin karaciğerde glikojenin glikoza bölünmesini hızlandırması, kanda bulunan glikoz miktarının sabit tutulması gibi hususlarda oldukça önemli rol oynar. Böbrek üstü bezlerden salgılanan hormonları

Böbrek üstü bezi kabuk bölgelerinden salınımı gerçekleşen hormonları şunlardır:

Kortizol: Organizmada karbonhidrat ve proteinlerin işleyişini düzene sokar. Böbrek üstü bezi bu hormonu üretir. Protein ve de yağların glikozlara dönüşüm süreçlerinin daha hızlı olmasını sağlar.Bu işlemler sayesinde kanda bulunmakta olan şeker miktarının daha da yükselmesini sağlar. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Tedavi amaçlı olarak iltihaplanma, romatizma ve alerji gibi rahatsızlıklarda da sıklıkla kullanılır.Karaciğerlerde ise glikojen sentezinin daha hızlı gerçekleşmesini sağlar.

Aldosteron: Aldosteron hormonu böbreklerde bulunan idrar tüpçüklerinden sodyum ve klor iyonlarının tekrardan emilimini gerçekleştirir. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Bu yollarla kan veya hücre dışı sıvıların iyon değişiminin düzenlenmesine yardımcı olur.Fazla salgılanır ise kan basıncı normal seviyesinden çok daha fazla yükselir ve doku sıvısınında miktarı artar. Hormonların üretilememesi durumunda ise bu aksaklık ölüme sebep olabilir.Deniz suyu yutmuş olan bir insanda aldosteron miktarı diğer insanlara göre çok daha fazla azalır.

Adrenal eşey hormonları: Hem erkek hem de kadınlarda böbrek üstü bezlerinin kabuk kısımlarından az bir miktarda eşeysel ismi verilen hormonlar salgılanır. Böbrekleri ve böbreküstü bezlerini uyaran kızıl renk Erkek çocuklarda ergenlik dönemlerinden önce bu hormon olması gerekenden fazla salgılanır ise hangi çocuk normal zamanından çok daha önce ergenliğe girebilir.Kadınlarda ise bu hormon gereğinden fazla çalışırsa sakal çıkar, ses telleri kalınlaşır ve erkeklere ait özellikler gözlemlenebilir.Adrenal eşey hormonlarının fazla salınması gibi durumlarda erkek çocuklarda ses kalınlaşması ya da kas gelişmesi ile tüylenme gözlemlenir.Böbrek üstü bezi öz bölgesinden salgılanan hormonlar şunlardır:Buradan salgılanmakta olan hormonlar metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olan, sempatik sinirlerin öz bölgesini uyarması halinde salgılanırlar:

indeks: Böbrek, sanat terapisi, alternatif tedavi, Color therapy, art Iherapy, alternative treatment, renk, zihin, beden, duygu, denge, canlılık, , Spor, fiziksel sağlığı, zihinsel sağlığı, ruhsal sağlığı, kızıl,

 

.

Rus Masajı Faydalıdır.

Kızılcık Sağlıklı Cinsel Yaşam Sağlar.

Anne Sütü Gözde Kaşıntı, Nezle, Kızarıklığa Faydalıdır.

Güzelliğin Sırrı Kara Üzümdedir.

http://faydaliyasam.com/incir-sperm-arttirici-ozelligi-mevcuttur-ailenin-mutlulugunu-koruyucu-etkiye-sahiptir/

—–

loading…

—–




—-
.

Bilgi kaynaklarımız:
www.enerjistmasor.com

www.bitkiveinsan.com

www.faydaliyasam.com

www.google.com

UYARI:
Sitemizde hastalikları teşhis tedavi etmek ile ilgili 1219 sayılı Tababet Kanunu’na göre sadece doktorların görevi olduğu bilinciyle, web sitesinde yer alan bilgiler sağlıklı ve yararlı yaşama hakkında bitkisel doğal tavsiye niteliğinde olup paylaşımlar ve konularımız tavsiye ettiğimiz ürünlerimiz ilaç değil, yaşama yararlı besin destek ürünleridir. Tedavi veya hekim tedavisi yerine geçmez. Paylaşılan metinlerde ve Kürlerin içerisinde geçen bitkilerin kullanımından önce, özellikle adı geçen bitkilere alerjiniz olup olmadığını doktorunuza kontrol ettirdikten sonra kullanmanız tavsiye olunur. Yaşama sağlıklı, afiyet içinde, yararlı yaşamanız dileklerimizle…

—–


—–

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir