Çivit Mavisi Analjezik Acıları Hafifletir-3

Çivit Mavisi Analjezik Acıları Hafifletir-3
Birtakım hastalıklar ve yangısal olaylar da guatra neden olabilir. Guatrın pek çok sebebi vardır. Fakat en sık nedeni iyot eksikliğidir. Günümüzde pek çok ülkede bu hastalığa engel olmak için sofra tuzunun içine iyot katılmıştır. Analjezik acıları hafifleten Çivit mavisi Bunun yanı sıra, guatra zemin hazırlayan başka unsurlar da vardır. Örneğin, Grave’s hastalığı veya Hashimoto hastalığı gibi otoimmün hastalıklar, tiroid bezini etkileyerek guatra neden olabilir. Tiroid bezinde oluşmuş anormal nodüller de bezin normal çalışmasını bozarak guatra yol açabilir.Tiroid kanseri ve iltihaplar da bezi etki altına alarak büyümesine neden olabilir. Analjezik acıları hafifleten Çivit mavisi Hipertiroidismden yakınan insanların iyot ve kontrast madde içeren ilaçlardan kaçınması ciddi reaksiyonların oluşmaması için önemlidir (tirotoksik kriz). Aşırı aktif tiroidin tedavisi sebebine bağlıdır. Radyoiyot tedavisi de denilen ilaçları ya da sonunda cerrahiyi kapsar. Endokrin orbitopati, göz küresinin dışarı doğru çıkmasıdır, tiroid bozukluklarıyla beraber görülür. Endokrin orbitopati kadınları erkeklere göre 6 kat daha fazla etkiler. En sık göze çarpan üç semptom: geri çekilmiş üst gözkapağı, ileri doğru çıkan gözküreleri ve bozulmuş göz hareketleridir. Analjezik acıları hafifleten Çivit mavisi Bu semptomlar hastada bir yere dik dik bakıyormuş izlemini yaratır.

Kılcal damarların yapısında diğer damarların yapısında bulunan koruyucu bağ doku ve kas doku bulunmaz. Sadece epitel dokudan oluşması madde giriş çıkışına imkan sağlar. Doku hücrelerinin her türlü madde alış ve rişleri (besin, oksijen ve metabolizma artıkları gibi) kılcal damarlarla gerçekleştirilir.
D. İNSANDA KAN DOLAŞIMI İnsanda kan dolaşımının temel görevi besin ve oksijen gibi gerekli maddelerin hücrelere götürülmesi, hücrelerde oluşan metabolizma artıkları ile hormonların ilgili organlara taşınmasıdır. Kanın bu görevlerini yapabilmesi için gerekli olan dolaşımı, kalbin çalışması sayesinde gerçekleşir. İnsan vücudundaki kan dolaşımı küçük dolaşım ve büyük dolaşım olarak iki bölümde incelenir. Her iki dolaşım da kalpte başlar ve daha sonra yine kalpte sonlanır.
1. Küçük Kan Dolaşımı
Kalp ile akciğer arasında yapılan dolaşımdır. Kalpteki kirli kanın temizlenmek için akciğere götürülmesi ve akciğerde temizlenen kanın da kalbe getirilmesine küçük kan dolaşımı denir. Küçük kan dolaşımı kalbin sağ karıncığından başlar, sol kulakçığında sona erer.
Büyük dolaşım sonucu vücut dokularından kalbin sağ kulakçığına getirilen kirli kan, kulakçıkların kasılması ile önce sağ karıncığa geçer. Karıncıklar kasıldığında ise sağ karıncıktaki kirli kan akciğer atar damarına ve rilir. Akciğer atar damarı kalpten çıktıktan sonra ikiye ayrılarak sağ ve sol akciğerlere girerler. Akciğer atar damarları akciğerlere girdiğinde daha küçük atar damarları akciğerlere girdiğinde daha küçük atar damarlara ayrılır. Alveollere geldiğinde ise alveolleri saracak şekilde kılcallara ayrılır. Alveol boşluğundaki hava ile alveol kılcalları arasında gaz difüzyonu gerçekleşir. Bu sayede kılcal damara oksijen alınırken, için deki karbondioksit ise alveol boşluğuna bırakılır. Akciğer alveollerinde bu şekilde temizlenen kan daha sonra her akciğerden bir çift olarak çıkan akciğer toplar damarı ile kalbin sol kulakçığına getirilir. Analjezik acıları hafifleten Çivit mavisi
2. Büyük Kan Dolaşımı
Kalp ile tüm organizma (akciğer hariç) arasında yapılan dolaşımdır. Kalpteki temiz kanın kullanılmak için vücut organlarına götürülmesi ve doku hücrelerinde kirlenen kanın da tekrar kalbe getirilmesine büyük kan dolaşımı denir. Büyük kan dolaşımı kalbin sol karıncığından başlar, sağ kulakçığında sona erer.
Küçük dolaşımla akciğerden kalbin sol kulakçığına getirilen temiz kan kulakçıkların kasılması ile önce sol karıncığa geçer. Buradan organlara pompalanan kan, oksijen yönüyle zengindir. Karıncıklar kasıldığında sol karıncıktaki temiz kan, aort atar damarı ile kalbi terkeder. Aort atar damarı kalpten çıktıktan hemen sonra sola doğru bir yay çizer. Bu yaydan başa ve kollara damarlar ayrılır. Aort, daha sonra aşağı doğru kıvrılarak diyaframı deler ve karın boşluğuna geçer. Aortun aşağıya doğru inen uzantısından mide, pankreas, bağırsaklar, böbrekler ve diğer tüm iç organlarla bacaklara damarlar ayrılır.
Organ ve dokulara ulaşan atar damarlar her organın için de kılcal damarlara ayrılır. Kılcal damarlarla doku hücreleri arasında madde alış ve rişleri yapıldıktan sonra kılcal damarlar birleşerek ilgili organa ait toplar damarı meydana getirir. Vücudun üst organlarından gelen toplar damarlar birleşerek üst ana toplar damarı oluştururken, vücudun alt kısmındaki organlara ait toplar damarlar da birleşerek alt ana toplar damarı oluşturur. Vücuttan gelen kirli kan üst ve alt ana toplar damarlarla kalbin sağ kulakçığına dökülür. Büyük kan dolaşımı ile dokulara besin ve oksijen götürülürken metabolizma sonucu oluşan karbondioksit ve azotlu artıklar gibi boşaltım maddeleri de hücrelerden uzaklaştırılır.
Kan ile Doku Hücreleri Arasında Madde Değişimi
Atar damar ve toplar damarlar kalın bir yapıya sahip olduğundan hiçbir zaman dışarıya madde sızdırmazlar. Ancak kılcal damarların yapısı çok ince olduğu için kan basıncının etkisiyle için deki küçük moleküllü maddeler dışarı çıkabilirler. Kılcal damarlardan dışarı çıkan maddelerin kılcalların etrafında oluşturduğu bu sıvı ortama doku sıvısı denir. Doku sıvısında ayrıca küçük moleküllü olan protein ve yağlarla birlikte mineral ve bol miktarda su da bulunur. Doku hücreleri doku sıvısı denilen bu sıvı ortamda yaşarlar. Kan ile doku hücreleri arasında madde alış ve rişi doku sıvısı aracolığı ile olur.
Kandaki maddeler önce kılcallardan doku sıvısına geçerler daha sonra hücrelere alınırlar. Doku hücrelerinin çıkardığı metabolizma artıkları ise önce doku sıvısına oradan da kılcal damarlara geçerler.
Kılcal damarlardaki kan ile doku sıvısı arasında madde alış ve rişi kılcallardaki kan basıncı ile kanın osmotik basıncı arasındaki değişime temel kaynağı kalbin yaptığı basınçtır. Kan basıncının en yüksek olduğu yer aort atar damarıdır. Kan kalpten uzaklaştıkça kalbin yaptığı basınç da azalır. Kılcal damarların atar damar ucundan toplar damar ucuna doğru gidildikçe kan basıncı azalmaktadır. Kanın osmotik basıncı kanda çözünmüş olarak bulunan NaCI gibi tuzlar ve besin monomerlerinin yoğunluğu ile kan plazmasında bulunan büyük moleküllü proteinler tarafından oluşturulur. Bunlar albümin, globulin, fibrinojen, lipoprotein ve bazı antikorlar gibi plazma proteinleridir. Bu proteinlerin her birinin ayrı ayrı görevi olduğu gibi kanda osmotik basıncın oluşmasına da neden olurlar. Plazma proteinleri büyük moleküllü oldukları için hiç bir zaman damarlardan dışarıya çıkamazlar. Bu yüzden kılcal damar boyunca kanın osmotik basıncı sabittir ve başkalık göstermez. Analjezik acıları hafifleten Çivit mavisi
Kılcal damarların atar damar ucundaki kan basıncı osmotik basınca göre yüksek, toplar damar ucunda ise kan basıncı osmotik basınca göre düşüktür. Kılcalların atar damar ucunda yüksek olan kan basıncının etkisiyle besin, oksijen ve suda çözünen küçük moleküllü diğer maddeler difüzyonla doku sıvısına geçer. Kılcalların toplar damar ucunda ise kan basıncına göre yüksek olan osmotik basıncın etkisiyle doku sıvısındaki karbondioksit ve azotlu artıklar gibi suda çözünen maddeler kılcal damarlara alınır. Kılcal damarlardaki kan ile doku sıvısı arasında madde alış ve rişinin bu şekilde açıklanmasına starling hipotezi denilmektedir.
E. LENF DOLAŞIMI
Omurgalılarda kan dolaşımından başka olarak lenf dolaşım sistemi de bulunur. Lenf dolaşımı genel olarak üç temel görevi gerçekleştirir
* Kılcal damarlardan dışarı çıkan doku sıvısının fazlalığını emerek kan dolaşımına geri kazandırır. Ayrıca doku sıvısında bulunan proteinler ve akyuvarlar da lenf dolaşımı ile yeniden kan dolaşımına katılır. Lenf dolaşımı bu görevi ile kanın sıvı miktarının ve yoğunluğunun düzenlenmesine yardımcı olur.
* İnce bağırsakta yağların sindirimi sonucu oluşan yağ asitleri ve gliserolü emerek kan dolaşımına taşır.
* Lenf düğümlerinde lenfosit denilen akyuvarları üreterek vücudun mikroplara karşı korunmasında görev alır.
İnsanda lenf dolaşım sistemi lenf damarları, lenf düğümleri ve lenf sıvısı olarak üç bölümde incelenir.
1. Lenf damarları, dokular arasına yayılmış uçları kapalı olan lenf kılcallarıyla başlar. Kılcallar daha sonra birleşerek büyük lenf toplar damarlarını oluşturur. Lenf sisteminde atar damarlar bulunmaz. Lenf kılcalları ve damarlarındaki sıvının akışı tek yönlüdür. İnce bağırsak ve diğer tüm dokularda bulunan lenf kılcallları kapalı olan uçları ile doku sıvısından madde emerler. Lenf kılcallarının geçirgenliği kan kılcallarından daha fazladır. Emilen maddeler daha sonra lenf damarları ile toplar damarlara aktarılarak kan dolaşımına katılır.
Lenf damarlarındaki sıvının hareketi, pompalamayı sağlayan kalp olmadığı için oldukça yavaştır. Alt toplar damarlarda olduğu gibi lenf damarlarında da lenf sıvısının hareketini kolaylaştıran ve tek yönlü açılan kapakçıklar bulunur. Kapakçıklar lenf sıvısının kalbe doğru tek yönde akmasını sağlar. İskelet kaslarının kasılması, kalbin emme kuvveti lenf sıvısının hareketine yardımcı olur.
2. Lenf düğümleri, lenf damarlarının dolaşım sistemi ile birleştiği yerlerde bulunan özel hücre kümeleridir. Lenf düğümlerinde üretilen lenfosit denilen akyuvarlarla bakteri gibi mikroplar etkisiz hale getirilir. Enfeksiyon durumlarında lenf düğümlerinde iltihaplanmaya bağlı olarak şişmeler meydana gelir.
İnsan vücudunun çeşitli bölgelerine dağılmış bademcikler gibi küçük lenf düğümleri bulunduğu gibi bazı organları da bulunmaktadır. Dalak ve Kanamayı dindirici Çivit mavisi, Karaciğer en önemli lenf organlarıdır.
3. Lenf sıvısı (ak kan), kan serumu ile benzerlik gösterir. İçinde alyuvar bulunmadığı için saydam renkli olarak gözükür. Lenf sıvısı için de ince bağırsaktan ve doku sıvılarından emilmiş olan besin monomerleri, yağların sindirim ürünleri, bazı proteinler ve akyuvarlar bulunur.
Lenf Sıvısının Kana Katılması
Lenf damarlarında bulunan lenf sıvısı iki başka yolla üst ana toplar damara ve rilerek kan dolaşımına katılır. Birinci lenf yolu bacaklar, bağırsaklar ve vücudun sol yarısındaki lenf sıvısının, ikinci lenf yolu ise vücudun sağ yarısındaki lenf sıvısının kan dolaşımına katılmasıdır.
Birinci yol; bağırsaklarda yağın sindirim ürünlerini taşıyan lenf damarları ile bacaklardan gelen lenf damarları birleşerek peke sarnıcı denilen yapıyı oluşturur. Peke sarnıcında toplanan lenf sıvısı en büyük lenf damarı olan göğüs kanalı ile yoluna devam eder. Göğüs kanalının üst bölgesine daha sonra başın sol yarısı, sol kol ve göğüs bölgesinin sol yarısından gelen lenf damarları da bağlanır. Göğüs kanalı daha sonra sol köprücük altı toplar damarı ise üst ana toplar damarına açılır ve için deki lenf sıvısı kan dolaşımına katılmış olur. Analjezik acıları hafifleten Çivit mavisi
İkinci yol; başın sağ yarısı, sağ kol ve göğüs bölgesinin sağ yarısından toplanan lenf sıvısının takip ettiği yoldur. Bu bölgelerden gelen lenf damarları önce boyun bölgesindeki büyük lenf damarına bağlanırlar. Büyük lenf damarı da sağ köprücük altı toplar damarına açılır. Sağ köprücük altı toplar damarı ise daha sonra yine üst ana toplar damara açılarak toplanan lenf sıvısı kan dolaşımına katılır.
Kan damarlarında kesilme ya da zedelenme olduğunda trombositlerden salgılanan bazı salgılarla damarın kesilen yerinde büzülme ve daralmalar meydana gelir Bu durum kan kaybının azaltılmasına yardımcı olur. Hava ile temasa geçme sonucu parçalanan trombositlerden trombokinaz enzimi salgılanır. Trombokinaz, kan plazmasında bulunan trombojeni (protrombin) kalsiyum iyonları (Ca++) ile birlikte trombin denilen yapıya dönüştürür. Bu olayda ayrıca K vitamini de etkilidir. Trombin ise kan plazmasında çözünmüş olarak bulunan fibrinojen proteinini fibrin ipliklerine dönüştürür. Fibrin iplikleri damarın kesilen kısmını ağ şeklinde kapatır. Kan hücrelerinin de bu yapının için e girmesiyle pıhtı oluşur. Kesilen yerde oluşan pıhtı damarın kesilen yerini kapatarak kanamayı durdurur
F. KANIN PIHTILAŞMASI
Kan sıvısındaki karbonhidrat yapıda olan heparin sayesinde damarlarda bulunan kanda pıhtılaşma görülmez. Heparin hem Kanamayı dindirici Çivit mavisi, Karaciğer hem de bağ dokusunun mast hücrelerinde üretilmektedir. Kanın pıhtılaşması için damar dışına çıkması gerekir.
Kanın pıhtılaşmasında kan pulcukları (trombosit), karaciğerde üretilen fibrinojen ve trombojen (protrombin proteinleri, kalsiyum iyonları ile K vitamini etkilidir.
1- KALP (YÜREK)
Kalp, göğüs boşluğunda, diyaframın üstünde ve iki akciğer arasında, göğüs kemiğinin arkasında, sivri ucu sola yatık durumda, koni şeklinde ve herkesin yumruğu büyüklüğündeki organdır. (Yetişkin bayanlarda 230 280 gr, yetişkin erkeklere 280 340 gr arasındadır).
a) Kalbin Görevi
Kalp, kasılıp gevşeyerek kanın damarlar için de tüm vücudu dolaşmasını sağlar. Kalp, vücutta pompa görevini görür. Kanı vücuda pompalar ve tekrar toplar.
b) Kalbin Yapısı
• Kalp, çizgili kaslardan yapılmıştır Ancak isteğimiz dışında çalışır.
• Kalp, üstte iki kulakçık, altta iki karıncık olmak üzere toplam dört odacıktan oluşur.
• Kulakçıkların arasında ince, karıncıkların arasında kalın kas tabakası bulunur. (Bu nedenle karıncıklar, kulakçıklardan daha güçlü kasılırlar ve gevşerler).
• Karıncıklar kulakçıklara göre daha geniştir.
• Kulakçıklar ve karıncıklar arasında, kulakçıklardan karıncıklara kan geçişini sağlayan kapakçıklar bulunur. Kapakçıklar, kulakçıklar kasıldığında kanın karıncıklara inmesini sağlar, karıncıklar kasıldığında kanın karıncıklardan kulakçıklara dönmesini engeller. (Sağ kulakçık ile karıncık arasında üç parçalı, sol kulakçık ile karıncık arasında iki parçalı kapakçık bulunur).
• Kalbin sağı ve solu kaslardan yapılan duvar ile ikiye ayrılmıştır.
• Kalbin sol tarafında temiz kan, sağ tarafında kirli kan bulunur.
• Kalbe kan getiren damarlar kulakçıklara bağlıdır. Bu nedenle kalbe gelen kan kulakçıklarda toplanır.
• Kalpteki kan, karıncıklardan pompalanır, gönderilir.
• Kalbin üzerini örten kalın, esnek ve dayanıklı olan zara kalp zarı (periton) denir. Bu zar ile kalp arasında kaygan bir sıvı bulunur. Bu sıvı kalbin rahat çalışmasına yardım eder.
• Besin ve oksijen yönünde zengin olan açık renkli kana temiz kan denir.
• Besin ve oksijen yönünde fakir olan koyu renkli kana kirli kan denir.
1- Canlılar, iskelet sisteminin bulunup bulunmamasına göre omurgalı ve omurgasız
hayvanlar olarak iki grupta incelenir.
Omurgasızların çoğunda dolaşım sisteminde açık dolaşım gözükür. Açık dolaşımda kılcal damarlar bulunmaz. Kan, atardamarlardan doku boşluklarına bırakılır ve buradan toplardamarlara geçer.
Omurgalılarda, dolaşım sisteminde kapalı dolaşım gözükür ve kılcal damarlar bulunur. Kapalı dolaşımda kan doku boşluklarında atardamarlardan kılcal damarlara, kılcal damarlardan da toplardamarlara geçer. Kapalı dolaşımda kan sadece damarlar için de dolaşır. Analjezik acıları hafifleten Çivit mavisi
1- Balıklar
• Kalpleri iki odacıklıdır. (1 karıncık, bir kulakçık).
• Kirli kan solungaçlarda temizlenir.
• Temiz kan kalbe uğramadığı için kalpte yalnızca kirli kan bulunur.
• Vücutta temiz kan dolaşır ve küçük kan dolaşımı görülmez.
2- Kurbağalar
• Kalpleri üç odacıklıdır. (1 karıncık, iki kulakçık).
• Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
• Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışır.
• Vücutta temiz ve kirli kan (karışık kan) birlikte dolaşır.
3- Sürüngenler
• Kalpleri üç odacıklıdır. (1 karıncık, iki kulakçık). (Karıncıkta yarım perde bulunur).
• Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
• Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışır.
• Vücutta temiz ve kirli kan (karışık kan) birlikte dolaşır.
• Timsahlarda kal dört odacıklıdır. Karıncıkta tam perde bulunur. Kalpte kirli ve temiz kan karışmaz. Kan kalpten çıktıktan sonra panizza kanalında karışır. Vücudu temiz ve kirli kan birlikte dolaşır.
4- Kuşlar
• Kalpleri dört odacıklıdır. (2 karıncık, iki kulakçık).
• Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
• Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışmaz.
• Vücutta temiz kan dolaşır.
5- Memeliler
• Kalpleri dört odacıklıdır. (2 karıncık, iki kulakçık).
• Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
• Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışmaz.
• Vücutta temiz kan dolaşır.
c) Kalbin Çalışması
Kalp, çizgili kaslardan yapılmıştır Ancak isteğimiz dışında çalışır. Kalp, kasılıp gevşeyerek vücuttaki kanı toplar ve tekrar vücuda pompalar.
Kalp çalışırken kulakçıklar ve karıncıklar sırayla kasılıp gevşerler. Kulakçıklar kasılırken karıncıklar gevşer, kulakçıklar gevşerken de karıncıklar kasılır. Kasılma anında odacıklardan kan gönderilir, gevşeme anında odacıklara kan dolar.
1- Kulakçıklar Gevşer, Karıncıklar Kasılır
• Kulakçıklar Gevşerken
• Vücuttaki hücrelerde kirlenen kan, alt ve üst ana toplardamarları ile sağ kulakçığa gelir.
• Akciğerlerde temizlenen kan, akciğer toplardamarı ile sol kulakçığa gelir.
• Karıncıklar Kasılırken
• Kapakçıklar kapanır.
• Sağ karıncıktaki kirli kan, temizlenmesi için akciğer atardamarı ile akciğerlere gönderilir.
• Sol karıncıktaki temiz kan, aort atardamarı ile vücuttaki hücrelere pompalanır.
2- Kulakçıklar Kasılır, Karıncıklar Gevşer
• Kulakçıklar Kasılırken
• Kapakçıklar açılır.
• Sağ kulakçıktaki kirli kan, kapakçıklardan geçerek sağ karıncığa gelir.
• Sol kulakçıktaki temiz kan, kapakçıklardan geçerek sol karıncığa gelir.
• Karıncıklar Gevşerken
• Sağ karıncık, sağ kulakçıktan gelen kirli kanı depolar.
• Sol karıncık, sol kulakçıktan gelen temiz kanı depolar.
d) Kanın Vücutta İzlediği Yol
• Vücuttaki hücrelerde kirlenen kan, alt ve üst ana toplardamarları ile sağ kulakçığa gelir.
• Sağ kulakçıkta depolanan kirli kan, kapakçıklardan geçerek sağ karıncığa gelir.
• Sağ karıncıktaki kirli kan temizlenmesi için akciğer atardamarı ile akciğerlere iletilir (pompalanır).
• Akciğerlerde temizlenen kan, akciğer toplardamarı ile sol kulakçığa gelir.
• Sol kulakçıkta depolanan temiz kan, kapakçıklardan geçerek sol karıncığa gelir.
• Sol karıncıktaki temiz kan, aort atardamarı ile vücuttaki tüm hücrelere pompalanır.
2- KAN DAMARLARI
Kanın vücutta taşınmasını sağlayan boru şeklindeki yapılara kan damarı denir. Kan damarları vücudu bir ağ gibi sararak temiz kanın vücuttaki tüm hücrelere iletilmesini ve hücrelerde kirlenen kanın tekrar toplanmasını sağlar.
Kan damarları başka kalınlıktadır ve yapı ve görevlerine göre atardamarlar, toplardamarlar ve kılcal damarlar olmak üzere üç çeşittir.
a) Atardamarlar
• Kalbin karıncıklarından çıkarlar.
• Kalpten vücuda yani organlara kan taşırlar.
• Genellikle temiz kan taşırlar. Sadece akciğer atardamarı kirli kan taşır.
• Kalbin sol karıncığından çıkan, temiz kanı vücuda taşıyan en büyük atardamar aort atardamarıdır.
• Kalbin sağ karıncığından çıkan ve kirli kanı akciğerlere taşıyan atardamar akciğer atardamarıdır.
• Atardamarların karıncıklardan çıktığı yerlerde, kalpten gönderilen kanın tekrar kalbe geri dönmesini önleyen yarım ay kapakçıkları bulunur.
• Kan akış hızının en fazla olduğu damarlardır.
• Atardamarlardaki kan, hem karıncıkların kasılmasıyla ortaya çıkan basınç etkisi hem de kendisinin kasılıp gevşemesi sayesinde taşınır. (Duvarlarında esnek teller = lifler bulunur. Bu lifler kasılıp gevşeyince damar kasılıp gevşemiş olur. )
• Atardamarların içi düzdür.
b) Toplardamarlar
• Kalbin kulakçıklarına gelirler.
• Vücuttaki yani organlardaki kanı kalbe getirirler.
• Genellikle kirli kan taşırlar. Sadece akciğer toplardamarı temiz kan taşır.
• Kalbin sağ kulakçığına gelen ve vücutta kirlenen kanı kalbe taşıyan toplardamarlar alt ve üst ana toplardamarlarıdır. (4 tane).
• Kalbin sol kulakçığına gelen akciğerlerde temizlenen kanı kalbe taşıyan toplardamar akciğer toplardamarıdır.
• Toplardamarların için de sadece kalp yönünde açılan kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar, kanın sadece kalbe doğru akmasını sağlar, ters yöndeki hareketi önler.
• Kan akış hızı atardamarlara göre daha azdır.
• Toplardamarlardaki kan, hem kalbin emme kuvveti (kulakçıkların gevşemesiyle ortaya çıkan emme kuvveti) hem de kendisinin kasılıp gevşemesi sayesinde taşınır. (Duvarlarında esnek teller = lifler bulunur. Bu lifler kasılıp gevşeyince damar kasılıp gevşemiş olur).
• Toplardamarlar, atardamarlardan daha geniştir ve daha fazla kan taşır.
c) Kılcal Damarlar
• Atardamarlarla toplardamarları birbirine bağlayan ve vücuttaki hücrelerin arasını ağ gibi saran (tek sıralı epitel hücrelerden oluşan) damarlardır.
• Atardamarlardan aldığı temiz kandaki besin ve oksijeni hücrelere (difüzyon ile dokulardaki ara maddeye) ve rir.
• Hücrelerde oluşan karbondioksit gazı ile zararlı ve atık maddeleri (difüzyon ile dokulardaki ara maddeden) alarak toplardamarlara ve rir.
• En ince damarlardır.
• Kan akış hızı en az olan damarlardır. (Kan akış hızı yavaş olduğu için madde alışverişi kolay olur).
• Kan ile hücreler arasında madde alışverişini sağlar.
3- KAN
Sindirim sisteminde parçalanan besinleri yani sindirilmiş besinleri ve akciğerler sayesinde havadan alınan oksijeni hücrelere taşıyan, hücrelerde oluşan karbondioksit gazını akciğerlere, zararlı atık maddeleri böbreklere getiren ve damarların için de dolaşan kırmızı renkli sıvıya kan denir.
Kan, kan hücreleri ve kan plazmasından (serumundan = ara maddeden) oluşur. Kan hücreleri, kan plazması için de yüzerek tüm vücudu dolaşırlar.
a) Kanın Görevleri
1- Vücut ısısını ayarlar, düzenler.
2- Vücudu mikroplara karşı korur.
3- Dışarıdan alınan besin ve oksijeni hücrelere taşır.
4- Hücrelerde oluşan karbondioksit gazını akciğerlere, zararlı atık maddeleri böbreklere getirir.
5- Hormonları ilgili organlara taşır.
b) Kan Plazması (Serumu)
Kanın sıvı kısmına kan plazması (serumu) denir. Kan plazmasında büyük oranda su (% 90) ile birlikte madensel tuzlar, vitaminler, hormonlar, antikorlar, kan proteinleri ve sindirilmiş besinler bulunur.
Kan plazması, sindirilmiş besinleri hücrelere taşır, hücrelere oluşan zararlı ve atık maddeleri böbreklere iletir.
c) Kan Hücreleri
Kanda, yapı ve görevlerine göre alyuvarlar, akyuvarlar ve kan pulcukları olmak üzere üç çeşit kan hücresi bulunur.
1- Alyuvarlar (Eritrositler)
Kanda en fazla bulunan kırmızı renkli kan hücrelerine alyuvarlar denir. (1 mm3 kanda beş milyon tane bulunur). Alyuvarların kırmızı rengini yapısındaki hemoglobin maddesi ve rir.
• Alyuvarlar, dışarıdan alınan oksijen gazını hücrelere, hücrelerde oluşan karbondioksit gazını akciğerlere taşır. (Oksijen ve karbondioksiti hemoglobin taşır).
• Alyuvarlar, kemiklerdeki kırmızı kemik iliğinde üretilir.
• Alyuvarların ömürleri kısadır (120 gün yaşarlar). Yaşlı alyuvarlar, Kanamayı dindirici Çivit mavisi, Karaciğer ve dalakta yok edilir.
• Alyuvarlarda başlangıçta çekirdek bulunur, hücre olgunlaşınca çekirdek kaybolur. (Çekirdek, hücre oksijeninin çoğunu kullandığı için çekirdeksizdir).
• Alyuvarlar, memeli hayvanlarda çekirdeksiz, diğer omurgalı hayvanlarda çekirdeklidir.
2- Akyuvarlar (Lökositler)
Kanda en az sayıda bulunan, en büyük ve beyaz renkli kan hücrelerine akyuvarlar denir. (1 mm3 kanda 7 bin tane bulunur).
• Akyuvarlar, vücudu mikroplara karşı korurlar. Akyuvarlar vücuda giren mikroplara karşı antikor, toksinlere karşı antitoksin salgılarını üreterek ya da mikropların etrafını uzantıları ile sararak onları için e alıp parçalayarak savaşır. (Fagositoz yolu ile).
• Akyuvarlar, kemiklerdeki sarı kemik iliğinde ve lenf düğümlerinde üretilir.
• Alyuvarların ömürleri kısadır (2 3saat ile bir iki hafta yaşarlar).
• Akyuvarlarda lizozom diğer hücrelerden daha fazla bulunur.
• Alyuvarlar, tüm canlı hücrelerinde çekirdeklidir.
• Mikrobik hastalıklarda sayıları artar (Normalde bir mm3 kanda 7 bin iken mikrobik hastalıklarda sayıları 10 12 bine çıkar).
3- Kan Pulcukları (Trombositler)
Kandaki en küçük ve renksiz kan hücrelerine kan pulcukları denir. (1 mm3 kanda 300 400 bin tane bulunur). (Gerçek kan hücreleri değillerdir).
• Kan pulcukları, kanın pıhtılaşmasını sağlar, pıhtılaşma için gerekli olan proteinleri üretir. (Pıhtılaşan kan damarı tıkar ve kan kaybını önler).
• Kan pulcukları, kemiklerdeki kırmızı kemik iliğinde üretilir. (Alyuvarlar üretilirken dev hücrelerin bölünmesi sonucu oluşan atıklardan kan pulcukları üretilir).
• Kan pulcuklarının ömürleri kısadır (Birkaç saat yaşarlar).
• Kan pulcuklarında çekirdek bulunmaz.
4- Kan Dolaşımı
Kanın, kalpten pompalandıktan sonra kalbe geri dönmesine kan dolaşımı denir. Kan dolaşımı, küçük kan dolaşımı ve büyük kan dolaşımı olmak üzere iki çeşittir.
a) Küçük Kan Dolaşımı
Kalbin sağ karıncığındaki kirli kanın, temizlenmesi için akciğer atardamarı ile akciğerlere gelmesi ve akciğerlerde temizlenen (yani oksijence zenginleştirilen) kanın akciğer toplardamarı ile kalbin sol kulakçığına gelmesine küçük kan dolaşımı denir.
Küçük kan dolaşımı, kirli kanın temizlenmesi için yapılır.
b) Büyük Kan Dolaşımı
Kalbin sol karıncığındaki temiz kanın (besin ve oksijence zengin kanın), aort atardamarı ile vücuttaki tüm hücrelere pompalanıp, vücutta kirlendikten sonra alt ve üst ana toplardamarları ile kalbin sağ kulakçığına getirilmesine büyük kan dolaşımı denir. Büyük kan dolaşımı, temiz kanın hücrelere iletilmesi ve hücrelerde kirlenen kanın toplanması için yapılır.
5- Kan Grupları
İnsanların kanında hangi proteininin bulunup bulunmadığını gösteren sembollere kan grupları denir. İnsanlardaki kan grupları alyuvarlarda bulunan proteinlere göre belirlenir.
İnsanlarda alyuvarlar yapısında (üzerinde) A ve B proteinlerinin bulunup bulunmamasına göre A, B, AB ve 0 (sıfır) grubu olmak üzere dört çeşit kan grubu bulunur. Kan gruplarını belirleyen bir diğer proteinde (faktörde) Rh proteinidir (faktörüdür). Alyuvarlarda Rh proteini varsa kan grubu Rh (+), Rh proteini yoksa kan grubu Rh () olarak adlandırılır. (Rh proteini ilk defa Resus maymununda keşfedildiği için Rh grubu olarak adlandırılır).
a) Kan Nakli
İnsanlar, normal şartlarda ihtiyacı olan kanı kendi grubundan alır ve ya ihtiyaç duyulduğunda kendi grubuna kan ve rir. Zorunlu hallerde ise ancak bazı gruplar bazı gruplara kan ve rebilir ya da onlardan kan alabilir.
Kan yapay olarak üretilemez ve kaynağı yalnızca insanlardır. Hastanelerde gerekli tedavilerin yapılabilmesi için kan bağışına ihtiyaç vardır.
• 0 (Sıfır) Grubu
Genel ve rici kan grubudur. Her gruba kan ve rir ama sadece kendi grubundan kan alabilir.
• AB Grubu
Genel alıcı kan grubudur. Her gruptan kan alabilir ama sadece kendi grubuna kan ve rir.
• A Grubu
Hem kendi grubundan hem de 0 (sıfır) grubundan kan alır. Hem kendi grubuna hem de AB grubuna kan ve rir.
• B Grubu
Hem kendi grubundan hem de 0 (sıfır) grubundan kan alır. Hem kendi grubuna hem de AB grubuna kan ve rir.
• Rh (+) Grubu
Hem kendi grubundan hem de Rh () grubundan kan alabilir ama sadece kendi grubuna kan ve rebilir.
• Rh () Grubu
Hem kendi grubuna hem de Rh (+) grubuna kan ve rebilir ama sadece kendi grubundan kan alır.
b) Kan Uyuşmazlığı
Anneni Rh (), babanın ve çocuğun Rh (+) kan grubuna sahip olmasına kan uyuşmazlığı denir. Kan uyuşmazlığı ilk çocuklarda görülmeyebilir, ikinci çocukta gözükürse ölüme yol açabilir. Çocuğun kanının değiştirilmesi gerekir.
Rh () kan grubunda Rh (+) kan grubuna karşı antikor (çökeltici madde = anti Rh) bulunur. Kan uyuşmazlığı olayında doğum sırasında anne ve bebeğin kanının karışması durumunda anne kanında Rh (+) kan grubunu çökelten madde (anti Rh) üretilir ve Rh (+) olan bebeğin kanını çökeltir, kandaki alyuvarlar parçalanır.
1- Kan gruplarının nakli ile ilgili sorular çözülürken A, B, AB ve 0 grupları ile Rh (+)
ve Rh () grupları ayrı ayrı incelenir ve gruplar arasında çarpım yapılır.
c) Kan Bağışı
İhtiyaç duyulan kanın karşılık beklemeden ve gönüllü olarak ve rilmesine kan bağışı denir. Kan bağışını, bilinçli, gönüllü, karşılık beklemeyen kişilerin düzenli olarak yapması en az riskle bağışın yapılmasını sağlar.
Kan bağışı; kan ve ren kişilerde kemik iliğinin yağlanmasını önler, kan yapımını canlı tutar, kandaki yağ oranını düşürür. Ayrıca baş ağrısı, stres, kaşıntı, tansiyon, alerjik reaksiyonlar ve yorgunluklara iyi gelir. Kan bağışından sonra vücutta yeni kan hücreleri yapıldığı için vücut canlılık kazanır.
1- Kan Bağışında Gönüllü Olmanın Yararları
• Kan bağışı yapan kişiler, tanımadıkları kişilerin hayatlarını kurtarmak için şartlanmışlardır.
• Düzenli kan bağışlamaya daha fazla isteklidirler.
• Acil kan ihtiyacı olduğunda yapılan çağrılara cevap verme ihtimalleri yüksektir.
2- Kan Bağışında Düzenli Olmanın Yararları
• Güvenli kanın önemi konusunda bilinçli ve her kan bağışında taramadan geçtikleri için güvenli kanın temin edilmesini sağlarlar.
• Sürekli güvenli kanın depolanmasını sağlarlar.
3- Kan Bağışında Karşılık Beklememenin Yararları
• Maddi çıkar elde etmek için şartlanmamış oldukları için her an kan ve rebilirler.
4- Kan Bağışında Bilinçli Olmanın Yararları
• Kan bağışı konusunda tedirginlik yaşanmaz.
• Kanın, bağış dışında elde edilemeyeceği bilindiği için etrafındaki diğer kişilerinde kan bağışına yönlendirilmesi sağlanır.
6- Lenf Dolaşımı

İndeks: Analjezik, Acı, Çivit mavisi, renk, zihin therapy, color therapy, heart, therapy, chromotherapy, ekonomik, kromoterapi, health, Color, mind, body, physical +90 534 519 9001, Bursa, enerjist masör, masör, Emre Karakaya,

.

Ashiatsu Terapisi Ağrıları Hafifletir.

Hurma Cinsel Aktiviteyi Arttırır.

Yumurta Kas Geliştirir.

.

—–

loading…

—–




—-
.

Bilgi kaynaklarımız:
www.enerjistmasor.com

www.bitkiveinsan.com

www.faydaliyasam.com

www.google.com

UYARI:
Sitemizde hastalikları teşhis tedavi etmek ile ilgili 1219 sayılı Tababet Kanunu’na göre sadece doktorların görevi olduğu bilinciyle, web sitesinde yer alan bilgiler sağlıklı ve yararlı yaşama hakkında bitkisel doğal tavsiye niteliğinde olup paylaşımlar ve konularımız tavsiye ettiğimiz ürünlerimiz ilaç değil, yaşama yararlı besin destek ürünleridir. Tedavi veya hekim tedavisi yerine geçmez. Paylaşılan metinlerde ve Kürlerin içerisinde geçen bitkilerin kullanımından önce, özellikle adı geçen bitkilere alerjiniz olup olmadığını doktorunuza kontrol ettirdikten sonra kullanmanız tavsiye olunur. Yaşama sağlıklı, afiyet içinde, yararlı yaşamanız dileklerimizle…

—–


—–

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir